(17. Büyük Peygamber)
Hz. HARUN (AS)
Musa Aleyhisselamın abisi,
Firavun elinden çok çekmişti.
Erkek çocuk katlinden önce doğdu,
Harun İbranilerin Peygamberi.
Heybetli olup uzunca boyludur,
Geniş sırtlı, yumuşak da huyludur.
Kimine göre kekeme dense de,
O hep açık ve düzgün konuşmuştur.
O’nun alnında var denir bir beni,
Musa isteğiyle görev verildi.
Kur’an’da adı geçmemişken O’nun,
Musa-Harun beraber zikredildi.
Hz. Musa Tûr’a gidince uzlete,
Hz. Harun yetkili oldu tevhide,
Yahudiler O’nu dinlemediler,
Yöneldiler yine put ayinine.
Musa gidince başlar tevhide,
Harun dinletemedi Samiri’ye,
Samiri altın heykel yaptı hemen,
Putunuz dedi Yahudi kavmine.
Yahudiler derhal taptı o puta,
Harun çaresiz konuştu orada,
Zalim kavim dinlemez Hakk emrini,
Bin bir eziyet eder Hz. Harun’a
Kızıldeniz’den Musa ile geçti,
Musa, O’nu bir yardımcı seçmişti.
Firavuna tevhid için gittiler,
Beraberce Hakk’ı tebliğ etmişti.
Hz. Harun’a ecel yaklaşmış idi,
Rabbim O’nu dağ başına istedi.
Musa ile gitti o güzel dağa,
Sanki o dağ cennetin bahçesiydi.
Harun ile Musa yatağa yattı,
Harun oğlu Sibr ve Şibbir baktı.
Cennet kokusu ile doldu orası,
Cebrail emirle görevi yaptı.
Hz. Harun yüz yirmi yaşında öldü,
Hz. Musa O’nu oraya gömdürdü.
Yahudiler dağa “Tûr-u Harun” der,
Hz. Harun gül içinde götürüldü.
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan
Abdullah Yaşar ErdoğanKayıt Tarihi : 8.12.2005 20:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!