(Aşere-i Mübeşşere’nin birincisi)
Hz. EBÛ BEKİR (RA)
Fil Vakası’ndan iki sene sonra doğdu,
O güzel, Hz. Muhammed’e arkadaş oldu.
Doğduğunda, Abdülkâbe ismi kondu,
Câmiu’l-Kur’ân unvanlı Ebû Bekir’im.
O güzelin annesi, Ümmü’l-Hayr Selma’dır.
Baba; Teym oğlu Ebû Kuhâfe Osman’dır.
Nesep; Mürre bin Ka’b’la Rasûlullah’tandır.
Azab tan azad edilmiş Ebû Bekir’im.
O her zaman saygın, dürüst ve kişilikli,
O ki; Aşere-i Mübeşşere’nin ilki.
Denir; doğru, sadık, emin ve de iffetli,
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
O, Rasûlullah’tan birkaç yaş küçük denir,
Saygın bir tüccar olup, “Hanif” dinindendir.
Kumaş-elbise taciri diye bilinir,
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
O karanlık devirde tapmamıştır puta,
Cahiliyede hakemlik verilmiş O’na,
Es-Sıddık’a danışılmıştır, o “Esnak”ta,
Halifet-u Râsulillah Ebû Bekir’im.
Çocukluk yılları Muhammed ile geçmiş,
Hz. Muhammed’e can ciğer kardeşim demiş,
Resûlün Hira dönüşünde biyat etmiş,
“O ne iyi arkadaştır” Ebû Bekir’im.
Kur’ân-ı Kerim; Et-Tevbe’de Rabbim demiş,
“Mağarada bulunan ikiden biri”ymiş,
Abdullah adını da Rasûlullah vermiş,
Hz. Muhammed’in veziri, Ebû Bekir’im.
O Mağarada ayağını yılan sokmuş,
Hâfi zikirle acıyı birden unutmuş,
“O’na, anam-babam feda olsun” buyurmuş.
Câmiu’l-Kur’ân unvanlı Ebû Bekir’im.
İtibarlıdır, Teym oğulları Mekke’de,
Babası da üstündür eşraflar içinde,
Ebû Bekir soylulara davet peşinde,
Câmiu’l-Kur’ân unvanlı Ebû Bekir’im.
O’nun serveti kırk bin dirhem kadar vardı,
Güçsüzleri koruyup onlara harcardı,
İşkence gören köleyi satın alırdı.
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
O Bilal, Habbab, Lübeyne, Ebû Fukayhe,
Zinnire, Nahdiye, Ümmü Übeys dertlerde,
Kurtuluşa ermiş Ebû Bekir eliyle.
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
“İnsanların imanı bir kefeye konsa,
O’nun imanı ağır basar” demiş Resûl,
Ebû Bekir sadakatinde olmaz kusur.
Raşit Halifenin ilki, Ebû Bekir’im.
Hz. Muhammed’le Medine’ye hicrete,
O mağarada yandaştır üç gün üç gece,
Bizzat şahittir oradaki mucizeye,
“O ne iyi arkadaştır” Ebû Bekir’im.
Karısı; Ümmü Ruman, kızı Esma, Aişe,
Aişe; zevce oldu Hazret-i Muhammed’e,
Böylece hısımda oldu büyük Nebi’ye,
Halifet-u Râsulillah Ebû Bekir’im.
“O, dediyse doğrudur” der tasdik ederdi,
Araplar O’na “Peygamber veziri” derdi,
Resûl’de O’nunla hep istişaredeydi.
Câmiu’l-Kur’ân unvanlı Ebû Bekir’im.
Hicretten sonra Medine’de hastalandı,
Humma denen bir hastalığa yakalandı,
Muhammed’in duasıyla ayağa kalktı.
Azab tan azad edilmiş Ebû Bekir’im.
Mescid-i Nebevi’yi yapalım diyendi,
Medine’de kardeşlik tesis edilmişti,
Zeyd bin Harise’ye O, kardeşimdir dedi,
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
Bedir Savaşı’nda oğlu karşı tarafta,
Abdurrahman karşı gelmiş inananlara,
Müşrik olarak öldü o Abdurrahman’da,
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
İslam’ı üstün tutmayan, tutana karşı,
Hakk yolunda olanlar kazanmış savaşı,
Son anda fayda vermez, müşrik yakarışı,
Azab tan azad edilmiş Ebû Bekir’im.
Medine’de kıtlık var, hicretin dokuzunda,
Bizans Kayzeri, Şam ve Hicazı istilada,
Hz. Muhammed; bir ordu kurmaya çalışmakta.
Raşit Halifenin ilki, Ebû Bekir’im.
İslâm ordusu için Mü’minler bağışta,
Hz. Ebû Bekir ki; bağışta da en başta,
O Sıddık, malın hepsini bağışlamakta.
“O ne iyi arkadaştır” Ebû Bekir’im.
Hz. Muhammed hastayken çağırdı Sıddık’ı,
Tevdi etmişti Halifelik makamını,
Söyledi Ebû Bekir Allah kelamını.
Hz. Muhammed’in veziri, Ebû Bekir’im.
Hz. Muhammed hicri on birde vefat etti,
Müslümanlar “Hz. Muhammed ölmedi” dedi.
Ebû Bekir; “Bilin ki o öldü” demişti.
Câmiu’l-Kur’ân unvanlı Ebû Bekir’im.
Halifelik kargaşası yaşandı o an,
Hz. Ebû Bekir Mü’minlere etti beyan,
“Ya Ubeyde ya da Ömer’dir buna uyan,”
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
Hz. Ömer buna layık olanı açıklar,
Hz. Ebû Bekir’e bey’at edip kanıtlar,
“Buna ancak sen layıksın” demiş tanıklar.
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
Hz. Ebû Bekir’de mü’minlere okur hutbe,
O karar verir Resûlü defin yerine,
Hz. Ebû Bekir’dir artık tek otorite.
Raşit Halifenin ilki, Ebû Bekir’im.
“El-Bey’atü’l-Kübra” bey’at ister kendine,
Hz. Ali duyunca gider Ebû Bekir’e,
Hemen orada bey’at eder kendisine.
Halifet-u Râsulillah Ebû Bekir’im.
Hz. Ebû Bekir; her konuda meşverede,
Sıddık, açtı savaş yalancı peygambere,
“Namaz kılarız, zekat vermeyiz” diyene.
Hz. Muhammed’in veziri, Ebû Bekir’im.
Yalancı Peygamberler peş peşe çıkmakta,
Esvedu’l-ansi, Secah, Tuheyla ortada,
Müseylemetü’l-Kezzâb, taraf toplamakta,
Câmiu’l-Kur’ân unvanlı Ebû Bekir’im.
Hz. Ebû Bekir, yalancıları dağıttı,
Usâme’yi orduyla Ürdün’e yolladı,
O güzel orduya kurallar sıraladı,
Azab tan azad edilmiş Ebû Bekir’im.
“Kadın, çocuk ve yaşlılara dokunmayın,
Sakın, yemiş veren ağaçlara kıymayın,
Ma’mur yeri tahrip edip, haddi aşmayın.”
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
Hz. Ebû Bekir mükemmel bir ordu kurdu,
Bahreyn, Umman, Yemen isyanına pir vurdu.
İran ve Bizans ordusuna engel koydu,
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
İslâm ordusu, Allah yolunda yürüdü,
Hire, Ecnâdin, Hakk sancağına büründü,
Irak ve Suriye İslâm adıyla güldü.
Raşit Halifenin ilki, Ebû Bekir’im.
Ashap içinde takva da ilk sıradadır,
O’nun dönemi huzurla eş anlamlıdır,
İslâm beldeleri huzurlu yaşamıştır.
“O ne iyi arkadaştır” Ebû Bekir’im.
Zeyd bin Sâbit başkanlığında heyet kurdu,
Kurra’lardan ayetler toplanmış oldu.
Böylece Kur’an ilk defa, “Mushaf” olmuştu.
Hz. Muhammed’in veziri, Ebû Bekir’im.
İki sene üç ay sürmüştü hilafeti,
Hicri on üç yılında hastalık nüksetti.
İmamete Hz. Ömer’i tayin etti.
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
Yermük savaşı sürerken vefat etmişti,
Atmış üç yaşında kandaşına gitmişti,
Resûl yanına defnedilmek istemişti.
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
Yumuşak huylu, çok düşünüp az konuşur,
Cömertlikte O’ndan üstünü pek de yoktur,
Ses zayıf, gözü yaşlı, gönlü huzurludur.
Raşit Halifenin ilki, Ebû Bekir’im.
Kur’ân okunurken, akar gözünün yaşı,
“Sakın kul hakkıyla bırakmayın bu başı,
Satın arsamı, verin aldığım maaşı.”
“O ne iyi arkadaştır” Ebû Bekir’im.
O yaşarken “Cennetliksin” müjdesi almış,
Geride bir deve ve bir kölesi kalmış,
Dört eşinden, altı tane çocuğu varmış,
Hz. Muhammed’in veziri, Ebû Bekir’im.
O, beyaz yüzlü, doğan burunlu, zayıftır,
Sakalını çivit otuyla boyamıştır,
Sakin ve sinirlenmeyen bir huyu vardır,
Azab tan azad edilmiş Ebû Bekir’im.
Resûlü, herkesten daha iyi o tanırdı,
Bu yüzdendir O’na karşı fitne çıkmadı,
Kararlarında çok da titiz davranırdı.
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
Meseleyi önce Kur’ân, sonra sünnette,
Bunlarda yoksa hüküm var istişarede,
İçtihadı sever, ashapla hep sohbette.
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
Ebû Bekir; Nasih sünneti iyi bilirdi,
Hz. Muhammed O’nu çok övüp demiş ki;
“Herkeste karşılığım var, hariç onun ki,”
Raşit Halifenin ilki, Ebû Bekir’im.
İslâm’ın ilk yıllarında Mekke’de dövüldü,
Bundan “Halifet-u Rasûlillah” denildi.
Sonrakiler de “Emirü’l-Mü’min” bilindi.
“O ne iyi arkadaştır” Ebû Bekir’im.
O görev bölümü yapmıştır ehillerde,
Yapar mali işlerini Ebû Ubeyde,
Kadılık ve kazâ işleri Hz. Ömer’de,
Hz. Muhammed’in veziri, Ebû Bekir’im.
Zeyd bin Sâbit ve Hz. Ali katiplik yapmış,
Usâme ve Halid bin Velid kumandanmış,
Medine’yi “Dârü’l-İslâm”ın başkenti saymış.
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
İslâm beldelerini merkeze bağlamış,
Ganimetleri “Beytü’l-Mal”da toplamış,
Pek çok veciz ve değerli sözler bırakmış,
Halifet-u Râsulillah Ebû Bekir’im.
Mukallin bilinir hadis rivâyetinde,
Hep olmuştur yanılma korkusu içinde,
Yüz kırk iki hadis rivâyettir kendinde.
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
“Amelin sırrı sabır” der Hz. Ebû Bekir,
“Sağlıktan da üstün nimet verilmemiştir,
“Hesaptan önce hesaba çekilin” demiştir.
Raşit Halifenin ilki, Ebû Bekir’im.
O Sadık; beş yüz yetmiş bir yılında doğmuş,
Ağustos altı yüz otuz dörtte göz yummuş,
Ebû Bekir’le, beşer sadakati bulmuş.
“O ne iyi arkadaştır” Ebû Bekir’im.
Allah; Kur’ân’da övmüştür Ebû Bekir’i,
Rabbim der O’na “İkincinin ikincisi,”
Nakşibend yolunun üçüncü silsilesi,
Hz. Muhammed’in veziri, Ebû Bekir’im.
Hz. Ebû Bekir’i pek çok övmüş Peygamber,
“O’nun arkadaşlığı güven vermiştir” der,
Haramdan sakınır, O, hep helal lokma yer.
Halifet-u Râsulillah Ebû Bekir’im.
Gizli zikir (Zikr-i Hâfi) üstadıdır O,
Kur’ân okunurken göz yaşı durmayan O,
Darlık ve bollukta Allah’ı anın der O,
Câmiu’l-Kur’ân unvanlı Ebû Bekir’im.
Resûlden her ashabına bir sıfat geçmiş,
Hz. Ebû Bekir’e iman aşkı verilmiş,
Aşk sırrı, mümessili O’nda belirmiş,
Halifet-u Râsulillah Ebû Bekir’im.
Kur’ân’da övüleni nasıl anlatayım,
Ben kulların alt derecede olanıyım,
Allah yolunun yolcusuna sevdalıyım,
Azab tan azad edilmiş Ebû Bekir’im.
Allah aşkı ile yad etmeye çalıştım,
Bu sayede içimdeki benle barıştım,
Büyük bir deryadan, bir damla anlatışım.
Es-Sıddık, sadık unvanlı Ebû Bekir’im.
El-atik, emin lakaplı Ebû Bekir’im.
Halifet-u Râsulillah Ebû Bekir’im.
Câmiu’l-Kur’ân unvanlı Ebû Bekir’im.
Esnak: Cahiliyye devrindeki kan diyeti. Kan davalıların arasını bulan.
Mukallin: Az sayıda hadis rivayet eden.
Hulefâ-i Raşidin: Hz. Peygamberin koymuş olduğu hakkaniyet ve gerçek adalete dayalı siyasi idare sistemi. Raşid, dürüst, doğru yolda olan, rüştüne ermiş, halifeler demektir ki bunlar; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Omsan ve Hz. Ali’dir. Bu dört halife 30 yıla yakın İslâm alemi için bir ışık olmuştur. Onların dönemine doğru halifelik dönemi denmiştir.
Peygamberin Medine hicretinden başlayıp Hz. Ali’nin şehit edilmesine kadar süren kırk yıl İslâm’ın en güzel yılı ve idare edildiği dönemdir. Bu dönem tek örnektir.
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan.
Abdullah Yaşar ErdoğanKayıt Tarihi : 30.1.2006 22:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ya Ebubekir doyduklarım doğrumu bizler açken sen evde ciğer pişirip yemişsin
bunun üzerine Ebubekir sıddık r.a ya Resulallah senin aşkından ciğerim yandı söyleyince,
Resuallah efendimiz senin böyle yapmadığına inanmıştım,
tebrikler efendim kaleminiz her zaman daim olsun Rabbim seni Ebubekir sıddık r.a. komşu eylesin.
kalemine,
kalbine,
felsefene,
görüp hisseden göz ve kalbine
allah zeval vermesin...
TÜM YORUMLAR (2)