HUZURUNA GELDİM AFFEYLE YARABBİ.
Selamünaleyküm gönül dostlarım. Yaşarken işlenen günahlarımıza pişmanlıklar duyduğumuz zamanlarda en kısa yoldan Rabbımıza sığınmayı prensip ediniyoruz . Abdestli dolaşmanın sağlığımız ve dinimiz açısından çok yararlı olduğunu da hatırlatmak istiyorum. İnsanın abdesti olduğunda beş vakit namaz vaktinde kulakları minareden gelecek ezana odaklanabiliyor. Aklına gelen zikir ve şükürleri de tekrar edebiliyor. Abdestin temizlik içinde gerekli olduğu bilinen bir gerçektir. Vücudumuz boy abdestine ve normal alınan abdeste ihtiyaç duyar.
Nurlu ve nursuz insanlarda bu sayede fark edilebiliyor.
Mübarek gecelerde  ve özel günlerde Allah'a sığınıp yalvararak niyazda bulunmak, ben Müslümanım diyen her kulun görevidir. Rabbımızın hazinesi öylesine çok ki sen yeter ki istemesini bil. Günahlarımıza af dilerken bizler her zaman onun huzurunda olduğumuzu asla unutmamalıyız. Yaratandan, yaşatan dan, Bu dünyayı doldurup boşaltan dan, Kainatı kuşatan dan elbette korkanlar olur. Aslında Mevlamız hiç bir kulunun korku içinde yaşamasını istemeyebilir. Peygamber Efendimiz bir çok hadisi şerifinde gerekli bilgilerini bize aktardı. Kitabımız Kuran'ın aydınlığında yaşamamızı istedi.
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta