Yalnızlık diyarıdır bu ıssız yer
Sokaklarında huzur aranan.
Geçse de pek çok seneler
Gurbetlik dinmez bir an.
Buğulu gözler, titrek eller,
Dil-rüba “ses”in yolunu gözler.
Ne gönül şen ne bahçe gülşen
Rahmet değil, gamlı damladır
Matem güllerine düşen.
En güzel günler, gençlik yılları,
Eridi “Leylâ, Şirin” diye.
Koca tebessüm, zarif çiçek
Olacakken en güzel hediye,
Sevgiye, ilgiye hasret kaldım.
Dayandı kapıma koca kışlar,
Ulu çınarın yapraklarında
Üşür yorgun bakışlar.
Gün bitmiş, yarın muhal
Uğultusu artar boşluğun,
Işık, kölesidir sarhoşluğun.
Rüzgârlar savrulur biteviye
Paslı perdelerin dönencesinde.
Kurtlar ulur uzun uzun
Duyulmaz içli yakarışlar.
Köprüleri viran eder
Başıbozuk med-cezirler.
Ay kayıp, yakamoz hayal,
Yalpalar can teknesi.
Kırılmış umut pervanesi.
Kıvranır akrebin ağında çağlar
Taş plakta “Mahur Beste” çalar.
Yutarken sahili kat kat sisler
Kapısız viranede bir garip ağlar.
Dolanır boğazıma soru çengeli:
Ya doğmazsa akşam güneşi?!..
Ya söndürürsem kısık ateşi?!..
Kayıt Tarihi : 13.2.2021 15:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(İlk yazılış tarihi: 26/11/1996- xx/12/1996; Yalvaç) (Son tashih zamanı: 26/02/2021, 01:05; Şeker Toki, Kocasinan, Kayseri)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!