Geliyor aklıma eski günlerim
Nede güzeldi gülümsemeler
Ağlıyor artık bu gün gözlerim
Yetmiyor silmeye kâğıt peçete
Ezber etmiştim geçen her günü
Nede isterdim çok büyümeyi
Şimdi anladım hata etmişim
Büyütmüşüm içimde kara defteri
Ezdiğim çiçekler hesabı sorar
Yediğim lokmalar oldular haram
Doyurmadan doydu zavallı karnım
Düşünmedim dünyada aç olan kullar
İçimi açta hele bir bakın
Yüreğim bin pişman artık Allah’a yakın
Unutma geçer her günü sakın
Sevaba doysun yürekler kalkın
İçersin suyu sen kana, kana
Düşündün mü? daha çok ihtiyacı olan
Yerlere döktüğün kırıntıya bak
Bastığın karınca her gün imanı tarar
Dün değil bu günü yaşa gönülden
Unutma sevgilini an hep dilinde
Yarın olurda kaparsan gözün
Sualin sorulacak bil ki ezelinden
Pişmanlık olmasın son nefeste
Gidersin o zaman rahat aheste
Toprağa girdiğin o ahir gece
Soruların cevabı dizilir deste
Ölmesin dikkat et kalbin ilk önce
Ruhuna ışık tut kararmaz gece
Kabirde yapılır bin bir işkence
Ölümün hak olup Azrail geldiği zaman
Ezber et düşürme dilde salâvat
O zaman iki dünyanda olursun rahat
Azrail kapında geldi bekliyor evet
Tut elin korkmadan vakit seyahat
Komşundan her gün sor hatır halini
Gelmiyorsa bil ki bir derdi vardır
Açmıyorsa sana yürek sırrını
Bil ki o vakit kırdığın kalpleri var
Helallik dilinle al sen dünyadan
Ölünce olmaz ki sana yine kar
Gözlerin kapanıp görmediği an
Huzura erersin sen rahat, rahat
Zennehar yılmaz
21.05.2012 13:30:52
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim