Sefaletin elleri ayakları vardı
bize içirdiği katran karası çayları vardı.
bizi o kollardı kötülükten acıdan
sadece o korurdu kötü ruhlu hayından
kış geceleri tülsüz pencerelerimiz vardı
kırık camdan içeri soğuk rüzgar damlardı.
korkmazdık
ne soğuktan, ne açlıktan, parasızlıktan
korkmazdık hastalıktan
korktuğumuz kadar
yalancıdan, namussuzdan, hayından
kapımızı kimse açmazdı,
Allahtan açılacak bir kapımız vardı.
tahtaydıboyası yer yer atmış,
menteşesi sökülmüş kalmış
bakkal amca yollardı kimi zaman çırağı
borç için gelse bile birinin kapıya vurması
halen yaşayan birilerinin olduğunu hatırlatırdı.
halen yaşamak için azmetmiş birilerinin...
bulduk mu beş on defa kaynatıp içtiğimiz
çaylardı içimizi ısıtan
her şeye rağmen evimizin
kimseye farkettirmediğimiz huzuru vardı.
yatacak yerlerimiz dardı
sobamız geceden geceye yanardı
zavallı soba her gün üşümekten donardı.
evin her yanında sefaletin damarları kanardı.
üç öğün yemeğin kendisi yoktu
mutluluk duyacak kadar adı vardı
geçen her günün ruha işleyen huzuru vardı.
her sabah gözlerimizi açtığımız da
savaşçı elbiselerini giyinmiş
başımız da beklerdi
sefaletin ellerini bağlayan huzurumuzdu bizim
kimseye farkettirmeden yaşarken böyle
sefaletin elleri ayakları vardı
bize içirdiği katran karası çayları vardı
her şeye rağmen evimizin
kimseye farkettirmediğimiz huzuru vardı...
2009
Veysi BoraKayıt Tarihi : 23.9.2009 17:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!