Hüzünlü Veda Şiiri - Rahmi Kızıltoprak

Rahmi Kızıltoprak
24

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Hüzünlü Veda

Bir hazan ki yaz akşamı sadalar durdu
Bir ateş ki Maden sessiz çığlıklar yurdu
Batan güneş mahzun kaldı kızıl dağların ardında
Örselenmiş gönlüm ise bi-çare meydanda

Etrafımda benden uzak adamlar
Sıralanmış araçlarda artık adı anılmaya korkulanlar
Bindim akşamın karanlığında emektar bir minibüse
Aralanmış kapı sürmelendi nasırlı ellerle bilinmeze

Suskun Dicle dermansız akıyor Bağdat ellere
Bense dağ tepesinden bilinmedik bir akıbete
Genç şoför bastı gaza etrafına bakmadan
Maden’e gönülden son bir bakış arabadan

Titrek ellerim yanağımda, mustarip gözlerim camda
Öyle bir sukut ki zannedersin herkes mezarda
Masum çocuklar garip kaldı babalarının ardında
Dualı analar çaresiz hayatının taze baharında

Kahırlı taş köprüden hızla karşıya geçerken
Birkaç tanıdık yüz ahvalimi bilmeden bana el ederken
Yarım açık camdan gelen zehirden acı sert rüzgâr
Bir yanım Hakk’a teslimiyet, diğer yanımsa efkâr

Karanlığa bürünen bana artık haram geceler
Bir günde hayatımı alt üst eden hengâmeler
Radyoda çalıyor Kısaparmak’ın yanık türküsü
Gönlüme çöken hicranın yüreğimi dağlayan üzüntüsü

Kara yağız şoförün peşi sıra tüttürdüğü cigaralar
Yanı başımda yutulan derinden derine hıçkırıklar
Ayrılıyorum ardıma son kez bakmadan bu diyardan öteye
Elazığ-Maden karayolu bana döndü siyah bir kefene

Issız gecenin sakladığı tek başıma çaresizliğim
Yol aldıkça hızlanan arabadaki derinden sessizliğim
Vefasızlığa karşı birden alevlenen duygular
Meyus gözümden akıttığım yanağımdaki ılık yaşlar
Kortik’te sıralanmış kor ateşte pişmiş çörekler
Kürsülerde çay içen şaşa kalmış gakkoş yüzler

Ötemde meşeli dağlarda gemi azıya almış eşkıyalar
Berimde ise yaptıkları unutulmayacak kahramanlar
Soğuk sudan geçerken Diyarbekirliler dünyalık hazda
Bense dalgınım ruhumda alevlenen ıstıraplar da

Uzun tünelin yanından geçerken aydınlandı dünyam
Sağlı sollu çamlı dağlarda hayallerde kaldı hülyam
Gıcırdayan arabamız Karataş’tan salındı Gezin’e
Mavi Göl’ün acı esintisi birden vurdu yüzüme

Mezraların köhne ışıkları göründü taa ötelerden
Karlı dağın heybeti aldı götürdü beni derinden
Mavi Göl’ü geçerken tekleyen arabamız yavaşça ilerledi
Kucağında Sivrice ile Hazar dağının silueti belirdi

Yeni güne ramak kala vardık o son menzile
Teslim eyledik akıbetini bilmediğimiz yere
Bir gün eğer beni anarsa bu topraklar hasretle
İşte o zaman tekrar uğrar mıyım bilmem o vefasız kente

Rahmi Kızıltoprak
Kayıt Tarihi : 15.3.2017 20:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Rahmi Kızıltoprak