Hüzünlü Gece Şiiri - Muammer Çakır

Acının kundağında hüzünlere sarıldın
Kederin yoldaşındı tebessüme darıldın
Çile dolu hayatin akışında yoruldun
Yorulduğun çilenin hamurunda yoğruldun
Bu yalancı dunyayı elinde evir cevir
Elinden geliyorsa kündeye getir devir
Tatlı tatlı uyuttu dünya denilen beşik
Bedene ev sahibi ruhuna misafirlik
Ninemin ellerinde acı iğiren çıkrık
Kırış kırış ninemin yüzü acıya karık
Görünmeyen kalemin karaladığı yazı
İster kazmayla ister ellerin ile kazı
Yaslandığın göğüsten zehir mi yudumladın
Gün görmemiş sinende zehiri lokumladın
Acep sen mi zehirsin zehir mi senle özdeş
Hazan elem ve keder olmuş ruhuna kardeş
Elbet bir gün girersin girmediğin kapıdan
Belki keyif alırsın şatafatsız yapıdan
Elinde bir damla su sırın sırrını çözsen
Bilmeceyi çözersin eğer sırdaki özsen
Çerçeveli hatıra sandık sandık saklandı
Sandığa mahkum olan hatıralar aklandı
Duvara çizik atar şafak gözleyen mahkum
Hüzünlü gözlerini birazda neşeye yum
Mütekebbir yolunda hançereni patlattın
Zihninde o münafık düşünceni fırlattın
Cevizin dişi kabuk içiyse kabuk ve zar
Cevizde ana rahmi akil ve fikre zarar
Peyda oldu bir yiğit devirleri devirdi
Ellerinde oynadı parmağında cevirdi
Kıvrım kıvrım olsa da düze çıkıyor minval
Doğruların yanında elbet yanılır mihval
Gövdeni yere serdi beynini kemiren ur
İman ve itikadın düşüncelerine sur
Yazılmamış destanın var sabrın defterinde
Ganimetin matemdir çıktığın seferinde
Ve yağan kırk ikindi yağmurunda yıkansan
Yıkandıkça yıkansan paklansan da arınsan
Nefsinin salasini kulağında işitsen
Zifiri karanlığı ellerin ile itsen
Topraktır bedenine yatak yorgan ve yastık
Duvara çerçevesiz hatıraları astık
Öksüzlerin boynunda zaferlerin takları
Zamanı ilerletir saatin tiktakları
Akrebin adi buyuk şanlandıkca şanlanır
Saatin saniyesi ne yokuşlar tırmanır
Hane hane dolaşır peygamberin mirası
Ve bundan nasiplenir biçarenin en hası
Ağlamaklı duruyor matem tutan bulutlar
Gönlüne düşen çiğde yeşerdi tüm umutlar
Ebemkuşağı bağlı göğün yarı belinde
Rengarenk umutların sihirbazın elinde
Mezarı mi kazıldı doğmamış her hecenin
Bir sabahı var elbet her hüzünlü gecenin