Çocuktuk,
Lüksümüz,fasulyeye benzettiğimiz,
Rengârenk şekerlerdi bizim,
Ve at arabasına binip,
İlçeden köye uzanan,
İp ince tozlu yollarda,
Seyahat etmekti zevklerimiz.
Ve geceleri,
Cırcır böceklerinin,kurbağaların,
Ve çevredeki köpek seslerine karışan,
Sulama motorlarının çıkardığı,
Muhteşem bir ses topluluğuydu,
Müzik zevkimiz...
Ve yıldızlarla başlayan,
Gece seyir zevkimiz.
Bir yıldız seçerdik gökyüzünden,
Mehtaba en yakın olanı,
Hep benimkiydi.
Ve o muhteşem gecelerde,
Aydede ile beraber,
Nede güzel duruyordu yıldızım.
Sonra bir yıldızın kaymasını beklerdik,
Geceler boyu,
Ve bir yıldız kaydığında,
Büyük bir coşku,
Ve sevinç içinde,
Mutlu bir sonla kapatıyorduk,
Gece seyrimizi...
Ve sonra orkestramızı,
Ardımızda bırakıp,
Aydede ve yıldızımızı alıp,
Şehre dönüyorduk.
Şehirde aydede,
O kadar güzel değildi nedense,
Mehtaba en yakın yıldızı,
Umursamıyordum artık,
Oysa ne kavgalar etmiştim,
Benim olsun diye.
Hüzünlü bir türküydü,
Küçük Anadolu şehrim...
Sonra okula başladık,
Büyük bir coşkuyla,
Yüreğimizde anlatılmaz bir sevinç,
Yüzümüzde mutlu bir tebessüm vardı.
Harfleri ve rakamları,
Üçüncü sınıfta çözdük,
Ve ilk okul bittiğinde,
Ancak okuma ve yazmayı öğrendik...
Sonra bir orta okul telâşı,
Farklı farklı kitaplarımız,
Ve her kitap için,
Bir öğretmenimiz olacaktı,
Ama matematik dersimize Türkçe,
ingilizce dersimize ise,
Beden eğitimi öğretmeni giriyordu,
Ve üçgenin tanımını öğrendik,
“Üç köşesi üçgen olan üçgenlere,
üçgen denir” diye.
Ve orta okul bittiğinde,
Birden ona kadar,
İngilizce saymasını biliyorduk artık...
Ve sonra,
Liseye başladık,
Bilmem kaç bilinmeyenli,
Denklemleri çözmesini,
Öğrenemedik bir türlü,
Ve fen bilgisi dersinden,
Hasan iki salak osman dördün,
Ne demek olduğunu öğrendik,
Nede gülmüştük sınıftaki Osman’lara,
Adam gibi kalem tutmasını,
Ve mürekkep yalamasını,
Sadece edebiyat dersinde öğrendik.
Hüzünlü bir türküydü,
Küçük Anadolu şehrim...
Ve yaş on sekiz,
Yiğitlik çağına girmişiz megerse,
Yürüyüşümüz değişmiş,
Fiyakalı olmuşuz,
Mertlik aksesuarımız,
Silâhımız,sustalı bıçağımız olmuş,
Sigara içmesini,
Öksüre öksüre tüttürmesini öğrenmişiz,
Platonik sevdalara dalmışız,,
Zoraki yavuklumuz olmuş,
Korumuşuz sağdan soldan,
Ve yan bakanı yere sermişiz,
Ağzını burnunu dağıtmışız,
Yengen olur demişiz,
Ve bir türlü yengemiz olmamış,
Hep başkasına varmış
Yavuklumuz nedense
Hiç silâhım,
Sustalı bıçağım olmadı benim,
Sigara içmesini,
Fiyakalı yürümesini,
Öğrenemedim bir türlü.
Sarhoş olup nara atmasını,
Beceremedim nedense,
Hiç yavuklum olmadı,
Yengen olur diyemedim sağa sola,
Adam dövemedim,
Ben beceremedim galiba,
Yiğit olmayı,
Mertlikte nam salmayı,
Adam vurmayı,
Mahpus yatmayı,
Volta atmayı beceremedim...
Ve sonra İstanbul’u gördüm,
Daha iyi anlamaya başladım,
O küçük Anadolu şehrini,
Hüzünlü bir türküydü o,
Ve acısı dinmeyen,
Bir yürek sancısıydı yani...
Şimdi değişmiş midir?
Silâhlar susmuş mudur?
Kan davası bitmiş midir?
Sustalı bıçaklar,
Gömülmüş müdür toprağa?
Sigaradan,içkiden,kavgadan,
Kaçar olmuş mudur gençler?
Oxford kurulmuş mudur?
Okumayı sökmüş müdür çocuklar,
Doktorlar,mühendisler,alimler,
Yetişmiş midir?
Yoksa!
Yoksa hâlâ,
Hüzünlü bir türkü müdür,
Küçük Anadolu şehrim...
Kayıt Tarihi : 29.12.2006 16:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!