Köhne Bizans’tan kalan, fethin gür meşalesi;
Ruhunu hüzün sarmış, kederli Ayasofya.
Söyle! Niçin kısıldı, Ezanının hür sesi?
Yaşlı, yorgun ve kara, kaderli Ayasofya;
Köhne Bizans’tan kalan fethin gür meşalesi,
Dökülmüş kucağına, ihtişamlı yelesi…
İçin-için ağlıyor, gördüm ki koca mabet!
Fatihi’nin yazdığı vakfiye unutulmuş,
Bu ne elim bir durum, bu ne büyük musibet!
Koskocaman şu lokma, hayret nasıl yutulmuş,
İçin-için ağlıyor, gördüm ki koca mabet'
Çok çetin bir eziyet, anlaşılmaz garabet…
Karşıda Sultanahmet, nispet yaparcasına!
Ezanlarıyla her gün, doluyor pervazından!
Ayasofya’da yürek, solur koparcasına!
Beddualar yükselir, sedasız avazından;
Karşıda Sultanahmet, nispet yaparcasına!
Bakıyor buz dağının, dökülen parçasına…
İçinde geziniyor, taharetsiz ucube!
O has, mümine hasret, hakiki mümin ona!
Sanki İspanyadayız, Eminönü kurtube...
Meydana çıkmış haçı, seviniyor ikona;
İçinde geziniyor, taharetsiz ucube!
Kâbe’ye olmak varken, şimdi müzeye şube…
Gücü yetmeyen meşum, şu haçlı orduları;
Hile ile başına, pis çuval geçirdiler.
Vatan kurtaranlara, taktılar da yuları;
Sana ölüm fermanı, bir zehir içirdiler.
Gücü yetmeyen meşum, şu haçlı orduları;
Yahudi’yle birleşti, bulandırdı suları…
Seni bu hale koyan, ne yapar şimdi bilmem! ?
Günahının altında, kıvranır durur elbet!
Gayyalarda da görsem, acımam ve irkilmem;
Dilerim ki oradan, çıkmasın ilelebet!
Seni bu hale koyan, ne yapar şimdi bilmem! ?
Yerinde olsam asla! Öcüm almadan ölmem…
Kayıt Tarihi : 16.9.2009 11:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Yıldız](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/09/16/huzunlu-ayasofya.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!