Hüzünlerin Dansı... Şiiri - Ali Efeoğlu

Ali Efeoğlu
478

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hüzünlerin Dansı...

Hüzünlerin dansına kapıldı bir gün dünya...

Önce,
Yorgun gönüllerin bitmiş umutları
Yok oldular birer birer
Ardından,
Fırtınalar havalandırdılar,
Mazinin gönüllerde ki son tozlu hatıralarını...

Ve,
Orta yerlerde,
Kimsenin sahiplenmek istemediği,
Fakat herkesin bir şekilde bulaştığı bir gerçek kaldı;

Hüzün! ! !

Yorgun düştü zamanlar,
Bedbaht idi gönüller,
ve,onlarda eşlik ettiler
hüzünlerin bol acılı dansına...

Gökyüzüde,
En karanlık elbiselerini giyerek katıldı bu dansa,
Ve,
Bütün hayvanlar sığınaklarına çekildiler korkuyla...

Artık zamanıydı
Hüzünlerin dansı tam anlamıyla başlamış
ve etkisi altına almıştı dünyayı...

Kara bulutların arasında göründü,
Sevdiğine kavuşamadığı için
intihar eden kızın hüzünlü görüntüsü...

Baktığı yönde ise,
Evlatları tarafından acımasızca sokağa atılan
gözyaşları içinde,ağlamaklı,zavallı bir yaşlı adam vardı...

Gözyaşları rüzgara karıştı,
ve inişe geçtiler toprağa doğru
Sallandı toprak
üzerine yağan bu hüzünler abidesiyle
Sanki hüznün ağır yükünü üzerinden atmak ister gibiydi...

Oysa zaten içinde barındırıyordu
insanlık tarihinin tüm hüzünlerini! ! !

Kendinden utandı toprak
ve bu utanç içinde
o da katıldı hüzünlerin amansız dansına...

Sonsuz bir uğultu ve sallantı içinde
Dönmeye başladılar hep birlikte...

Ve,
Hain idi zamanlar hüzünlerin dansının eşliğinde...

Bir bebek sordu;
'Anne,ben niye öldüm? ? '

'İlaç almaya paramız yoktu da ondan yavrum! ! '

Ağladı Lokman Hekim ardında bıraktığı mirasına! ! !

Bir Yağmur Kurdu sordu;
'Ben neden ayaklar altında çiğnendim,yok oldum? ? '

'İnsanlar dikkatsizdi,çiğnediler senin narin bedenini acımadan! ! '

Diye bir ses geldi uzaklardan...

Hüzünler,tüm kainatın eşliğinde çılgınca dans ediyorlardı...

Bir araba göründü gökyüzünde
Parça parça olmuş bedenler savrulmuşlardı dört bir yana...

Bir ceset başını kaldırdı hafifçe ve sordu;

'Benim günahım neydi,
Neden hayata doyamadan dünyamı terkettim
Kimin,ne hakkı vardı
Güzel hayatımı benden çalmaya? ? ! ! '

Üzgündü cevap veren ses;

'Ehliyetsiz bir sürücüydü sizin aracınıza çarpan,
İnsan kılığında bir canavardı hepinize Azrail olan! ! '

Titredi toprak...
Fırtınaya dönüştü rüzgar kızgınlığından...

Gökyüzü ise,
hepsini cezalandırır gibi,
Şimşek yıldırım olup düşmeye başladı yukarlardan...

Hüzünlerin ise,
Umurlarında bile değildi olanlar,sorulan sorular! !
Kuvvet verdiler danslarına
Sanki çıldırmışlardı artık iyice
Danslarını yapıp dönerken...

Haklarıda vardı...
Onlara hüzün denmişti
Ve insanların suçlarıyla,yanlışlarıyla
Gıda bulur yaşarlardı
İnsanlık tarihinin tüm kötülükleri sayesinde,
Semire semire adeta bir dev olmuşlardı tüm cihanı kaplayan
Kendilerinden,
ve onlara besin olan tüm kötülüklerden memnundular...

Kim başedebilirdi onlarla,
varmıydı onlardan daha büyüğü! ! !

Bu düşüncelerle iyice böbürlenip çılgınlar gibi dönerlerken
Sonsuzluklardan gelen kocaman bir devin yanaştığını hissetti hüzünler
Ve ilk defa içlerine,nedenini bilemedikleri bir korku düştü! ! !

Bu yeni gelen şey
Kendilerinden katbekat büyüktü
Bir cüce gibi kalmışlardı adeta yanında
ve bu yeni gelen kuvvet
ortalığa bambaşka bir hava saçıyordu...

Fırtınalar durdu,
Yerini taze bir bahar yeli aldı...

Toprak deliliğinden utanıp
Kendine çekidüzen verdi,toparlandı...

Gökyüzü ise,karanlık elbiselerini çıkarıp,
Giydi mavileri beyazları...

Adını sordular bu ferahlatıcı güzelliğin;

'SEVGİ'
Diye bir ses yükseldi yedi kat semalardan! ! !
Hüzünler ise vücutlarındaki canın
yavaş yavaş çekilmekte olduğunu hissetmekteydiler...
Eridiler,eridiler,
En nihayet bir kartopu kadar ufacık kaldılar! ! !
Tüm çaresizliklerinin içinde kaçacak bir delik ararlarken
Yamaçtan aşağıya yuvarlanıp,
Un ufak olup dağıldılar! ! !

Ve Sevgi dedi;

'Bundan böyle yeryüzü benim himayemde olacak! ! !

Sardı zamansız zamanların filmini geriye;

Ailesi karşı çıktığın için sevdiğiyle evlenemeyen genç kızın
Düğünü oluyordu,en mutlu günüydü...
Beyaz gelinliklerin içinde bir sevgi pınarı olmuştu! ! !

'İşte böyle'! ! ! dedi Sevgi...

Çocuklarının evden attığı yaşlı adam ise,
Adeta üzerine titreyen bir evlat sevgisiyle huzurlu ve mutlu,
Yaşlılık günlerini yaşıyordu ömrünün sonbaharında...
Kucağında torunları,
Sobada kestane kızartan gelinleri,
'Babam! ! ! 'diyen evlatları vardı yanında...
Gözyaşları ise ihtiyar gözlerinden
sevinç ve mutluluktan akıyordu! ! !

'İşte böyle! ! ! 'dedi Sevgi...

Bir arabaydı onlara mezar olan,
Bir ehliyetsiz sürücüydü canlarını alan...

Babası genç adama arabanın anahtarlarını uzattı,
ve;
'Biraz hastayım
Al şu anahtarları yolcuları sen götür'dedi...
Genç adam ise,
'Hayır baba,
Ehliyetim yokken nasıl bu kadar canın sorumluluğunu üzerime alırım,
Asla kullanmam o aracı'diye cevap verdi...
ve,
yolcular başka bir araçla sağ salim evlerine,sevdiklerine kavuştular! ! !

'İşte böyle! ! ! 'dedi Sevgi...

Küçük kız hastaydı,ağzından kan kusuyordu
Fakir anne babası ise
Evlatlarına ilaç alacak paraları olmadığı için yanıp yakılıyordu! ! !
Kapının zili çaldı,gelen varlıklı komşuydu
'Komşum küçük kızının hastalığını neden söylemezsin,
Derhal doktora götürüp kurtaralım yavruyu'dedi
ve,
Bütün ilaç,tedavi,hastahane masraflarını üstlendi
Küçük kız tez zamanda iyileşip,
Yine evin neşe kaynağı,
Anne babanın biricik yavrusu oldu! ! !
Oyunlar oynadı küçük kız neşe içinde
Anne baba mutlu,
Hayırsever komşu huzurlu! ! !

'İşte böyle! ! ! 'dedi sevgi...

'Bundan sonra,
Benim olduğum bu cihanda
Hüzün denen o melun barınamayacak
Yaşam denen bu güzelliği
Berbat edip asla sırıtamayacak
Sevgi dansları yapılacak artık bundan böyle dünyada
Hüzün denen zavallıysa alemlerden ebediyyen kazınıp yok olacak! ! ! '

Ve,o günden sonra mutlu oldu
mutlu yaşadı insanlar
yeni bir hüzünlerin dansını tarih bir daha yazamadı! ! !

Çünkü;
SEVGİ'nin güçlü kollarıydı artık insanlığı sımsıkı saran
Bu dünyayı ve yaşamı Rabb'ın oğullarına kızlarına yeniden yaşanır yapan! ! ! ! !

SEVGİ=RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH! ! ! ! !

Ali Efeoğlu
15.Eylül.2010.İzmir...

Ali Efeoğlu
Kayıt Tarihi : 15.9.2010 17:37:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ali Efeoğlu
    Ali Efeoğlu

    kelimelerin duruşu sağlam olmamış diyorsunuz,
    elbette sağlam olmadı..
    çünkü yeni yazıp üstünde en ufak bir düzenleme yapamadan
    buraya aktardım..
    düzenleme yapacak bir saniyem bile yoktu iş dolayısıyla..

    size şöyle anlatayım daha doğrusu..
    işim zamanımın neredeyse tamamını alıyor..
    arada vakit bulduğum birkaç dakikada bazı şeyler yazıyorum..
    şu anda bilgisayarımda problem dolu olduğundan
    şiirler en azından kaybolmasın diye
    hemen buraya antolojiye aktarıyorum..
    iki ay sonra vaktim olacak
    ve şiirler üzerinde gerekli gördüğüm düzenlemeleri yapacağım..
    bu denemede ise zaten biraz savruk olmasını ben istedim..
    ve her daldan yazdım deyim yerindeyse..
    beğenip beğenmemeniz size kalmış birşey..
    benim ise yazdıktan sonra bir defa okuduğumda
    bu ham haliyle dahi hoşuma gitti..
    fakat en azından içeriği beğenmişsiniz..
    bundan dolayı teşekkür ederim..
    ayrıca değerli vaktinizden ayırıp bir yorum yaptığınız içinde
    ikinci teşekkürüm geliyor...
    sevgi dünyalarının güzellikleri her zaman sizinle olsun...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Ali Efeoğlu