—Sarıkamış’ı destanlaştıran İsmail Bilgin kardeşime…
Mermiler fırtınayla arkadaş, ıslık çalar
Beyaz yorganlar örtülür Mehmed’in üstüne…
Yankılanan sesler ki feryat mı, sala mıdır?
Yüreklerde uçurumlar ki dibi görünmez,
Yaşanan beyaz hüzün umut mu, bela mıdır?
Uğurlanmak kimsesi olanlara nasiptir
Uğurlanış Çanakkale’den Sarıkamış’a…
Ne açlık tüketir bizi ne çaresizlikler
Sığındığımız bir köyün kimsesiz evinde,
Sıcaklığa, sevilmeye çarpar yüreğimiz.
Bir beyaz hüzündür büyüyen acılarımız,
Acılarımızda dirilir memleketimiz.
Cephede mermiler fırsat tanımaz sözlere,
Sevdalarda bir ak güvercindir yüreğimiz
Umut diye sarılır hayaldeki gözlere.
Kanlı kaputu giymek kutlu bir vasiyettir
Dağlar sesi Allahu Ekber! Allahu Ekber!
Menzile varılmıştır, görünür Sarıkamış
Düşman sade Rus değil iliklerde ayazdır,
Ne çare kalmaz mermi, tükenir Faik Çavuş
Düşülen yerden başlar destan, düşmek hazindir,
Destanları saran hava beyaz bir hüzündür.
İhsan Kurt
Kayıt Tarihi : 13.2.2023 15:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beyaz ve ölüm
o gün sarıkamış , bugün güneyim
esenlikle
TÜM YORUMLAR (1)