I
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır
..
Yakışmıyor cepheyi terk edişin,
Mert dayanır, namert kaçar sevdiğim.
Fazla sürmez hatanı fark edişin,
Hüzün eken, hüsran biçer sevdiğim.
Adet ettin aşk dersini asmayı,
Hüner saydın sırra kadem basmayı,
..
Dünyanın en uzun hüznü yağıyor,
Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne.
Kar yağıyor ve sen gidiyorsun,
Ağlar gibi yürüyerek gidiyorsun,
Belki bulmağa gidiyorsun kaybettiğimizi
O insan ve tabiat çağını.
..
Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince
Suçlamak istemesende hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün
Adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine
Ve usulca ağmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün...
..
Söyleşir
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
..
Zaman çığlık dolu; bu son geceden
Aydınlığa indi bütün kederler
Bir ses 'uyan' diyor, 'ölüm gelmeden
Yoksa seni karanlığa iterler'
Zaman çığlık dolu; bu son geceden
Neden korkuyorum, bilmem ki neden
..
bitir bu işkenceyi, sende artık bana gül
dokundurma elini pıhtılaşan kana gül
bahçe boş; çeşme kuru; nerde bostancıbaşı
gelde feryâd ü figân etme bu hüsrâna gül
yıllarca yatağında uyudum semenderin
çakallar yuvalandı bizim olan hana gül
unuttum gökkuşağı altındaki resmini
..
Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra,
Büyülü, mavi, derin ve ışıl ışıl yanan
Bambaşka denizlere, bambaşka semalara,
Şu kahrolası şehrin simsiyah havasından?
Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra?
Hey trenler, vapurlar beni burdan götürün!
..
ey esmer hüznü hicrandan besleyen sevgili kendını bana beni yollara sürgün etmeden bilki mavi düşlerine sardığın o acar delikanlın seni ve aşkını zehir bir yürekle kuşandı ama gün olur umutlarda yenilirse kalles bir kurşuna birlik olup büyüttüğümüz ışıkları söner sanma ve unutma gülüşü yaralım o uslanmaz inadın biri sen diğeri ben olduktan sonra serüvencin nasıl olsa nerede olsa bulur.
..
Sevinci kapıştılar taşımayı bilmeden,
Şimdi bilen yok, nerede oturuyor.
Köyün delisi Hüzün, yalnız kaldı yollarda
Adam-adam, sınıyor, arAyor yoldaşını..
Kıskandıran özlemi, yüzünden okunuyor.
Görünüp siliniyor o gündenberi.
..
Yıllardır yütürdüğüm güneşi arıyorum
Hüznümü kolarımla sımsıkı sarıyorum
Sanki dev bir kasırga emiyor yüreğimi
Yoksa bu derin acı ruhumun gömleğimi
Bu hayal,bu pelerin giyen esrarlı kadın
Uçan kelebeği mi,dudağımda feryadın
Kah görünüp kaybolan, kah konan pencereme
..
Toprak o eski şarkıyı hatırlatıyor bana
Kolumda senden çaldığım tebessüm uyutup büyütüyorum onu
Bir namussuz rüzger peşimde
Saçlarımı ensemde okşayıp yanağımdan öpüyor gülümsetiyor beni
En yakın deniz kenarına atıyorum kendimi her dalga halime üzgün
Her dudakta bana tebessüm
Böylemi bitecekti bu şiir bitanem
..
Kimin bu hüzün?
Benimse eğer neden içim titriyor hep?
Seninse eğer ne işi var bende?
Gel bir gece yarısı, al hüznünü
Gel, geceye bile söylersem namerdim, gel! ..
..
Hem sıkıntı hem hüzün ve yok el uzatacak kimse
İçinin daraldığı bu dakikalar...
İstekler! ...Boşuna ve sonsuzca istemenin yararı ne? ...
Ve yıllar geçmede, en güzel yıllar!
Sevmek...fakat kimi? Değmez emeğine bir an için,
..
Hayatın devraldığı
sessiz bir özsudur acı
birikir yüreğinin kıvrımlarında
ve ağar gözlerine ağır ağır
Bulutlar yere inmiştir artık
ya da gurbettesindir
Unutma
..
Çöl çöl olmuş kalbimiz bir hal olmuş bize
Şam nerede bu akşam bir hal olmuş bize
Yağmalanmış kalbimin ülkesi Kudüs
Filistin ve Endülüs bir hal olmuş bize
Buhara nerede ey baharı unutmuş kalbim
..
Falcı kadın yalan söylüyor yalan
Bizi birbirimiz için yaratmış Tanrımız
Nasıl mümkün değilse
Yıldızları toplamak gökyüzünden
Öylesine imkansız bir şey aşkımız
Kurudu gölgesinde oturduğumuz ağaçlar
..
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!
..
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;
İçip içip ağlamak,
Uzaklara dalıp şarkı söylemek;
Hafta sekiz ben eğlentide;
Bugün saz,yarın sinema,
Beğenmedin Aile Bahçesi;
Onu da beğenmedin,parka;
..
Telefonlarıma cevap vermeyeceksin…Cevap versen bile, öyle yorgun öyle
isteksiz çıkacak ki sesin, bir küfür gibi…
Sevmeyeceksin beni…Biliyorum bu şehri bana dar edeceksin…
Çünkü anladın; sevgimden tanıdın beni.O yanık, o hasta bakışımdan…Uçuruma
atlar gibi sevdalanışımdan…
Sevmek deyince, hemen ardından, ölüm, dememden anladın…
..