İlkbahar olunca, dalda yeşilsin
Sen ki bu bahçede, yeni değilsin
Öyle bir bak ki, ruhum gerilsin
Gözlerde yaş durmaz, hüzün yaprağı
O Dalda yapraklar, durur mu sandın
Düşer de toprakta, kalır mı sandın
Acılar gün gelir,bitermi sandın
Gönüller kin tutmaz, hüzün yaprağı
Hep seni fısıldar, dışarda rüzgar
Ömür mevsimimden, düşen yapraklar
Bunun ne mekanı, nede zamanı var
Ömüre sur durmaz, hüzün yaprağı
Sevgine muhtaçtım, kısacık yolda
Çalıştım didindim, hayat yolunda
Çatlayan ellerim, nasır tutsa da
Tenimde ter durmaz, hüzün yaprağı
Su olup akarım, kurak çöllerde
Bir Anız fidanı, dağın böğründe
Sevgine muhtacım, gurbet elinde
Ele duçar olmaz, hüzün yaprağı
Sonbahara döndü, gönül defterim
Sayfalarında bil ki, seni gizlerim
Hep adını yazıp, resmin çizerim
Sayfa yazı sunmaz, hüzün yaprağı
Kalemim kırılmış, mürekkep bitmiş
Azrail bu canı, almaya gelmiş
Diz toprağa dayanmış, fer’i kesilmiş
Nefes sona gelmiş, kadim kesilmiş
Yürekler set çekmez, hüzün yaprağı.
Kısık iniltinin, kulakta sesi
Yaprağın duyulan, en son nefesi
Çağırdı bilmem ki, beni neresi
Mekanlar sır bilmez, hüzün yaprağı
Gün olur bedenim, makbere düşer
Sorguya, suale, gelmiş melekler
Bir yanımda nekir, bir yanda münker
Dile emir olmaz, hüzün yaprağı
Dünyada hiç sonu, yoktur emelin
Hasat’ı cennettir, güzel amelin,
Huzuru-mevlâda, bomboşsa elin
Ele hisâb olmaz, hüzün yaprağı
Halit Demir- 14.04.2004
Halit DemirKayıt Tarihi : 27.4.2004 13:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sadık Softa
TÜM YORUMLAR (3)