Yine bir sabah öylesine içli
Ve öylesine hüzün atmosferi
Başımda duman duman anılar
Her biri gözlerimden birer birer
Döküldüler yüzümden, koynuma iri taneleri
Oysa akıp durmakta kendince yaşam
Ve geçmişi ezip, yok edercesine
Zaman çok acımasız insana karşı
Affetmiyor yürünmesi gereken yolda düşeni
Dönüp bakmıyor kimse senin yüzüne
Sen kendini yenilemezsen eğer
Yok olup gidersin uçuşan bir yaprak gibi
Alıp katar önüne seni bir hain rüzgar
Savurur tozlarını bir meçhul bilinmezliğe
Ve hiç kimse için değer taşımaz haykırışların
Kalırsın bir dağ başında, kimsesiz bir mezar rahatlığında
Belki başucunda vardır bir meşe ağacı
Veyahut kurumuş otlar, çalı-çırpı
Ve kimsesiz yaban kuşları
Ve bir çok canlı börtü-böcek
Onlar seni ortak ederler yalnızlıklarına
Baş ucundan gelip geçmez artık bir tek yolcu
Halbuki gelip geçenlere yarenlik edesin diye
Tam da mekanını yolun kenarına yapmışlardı
Muhakkak sevenlerin, dostlarının yolu geçerdi...
Toprağın sıcakta kavrulurken bir tas su dökerlerdi belki
Bir lokma verirlerdi hayrına, çoluk cocuğa, gelip geçene
Sen tahmin edemezdin elbet, bunca vefasızlığı
Biliyorum yine de kızamazsın kimseye
Çünkü en acımasızı yaşadın ömrünce
Bilirdin cümlesini zorlukların, dertlerin...
Bu dağın havası soğuk, sert ne hoş esiyor
Bu kuş sesi, bu yalnızlık türküsü
Ah! ..Ne keşmekeş bir yürek tortusu
Hüzün ve sevinç ve özlem karışımı
Bir yaman uğuldamakta bu ıssız yamaçlar
Biliyorsun belki, çocukların senden çok uzaktalar
Öylesine uzak ki, hayal bile edemezsin...
Şimdi oraları mesken tutmuşlar,
-Gerçi isteyerek değil terk edip gitmeleri-
Her şeyi bırakıp gitmeleri ağır zorluktu
Ama gelip dayanmıştı zorbalık ne çare
Sen tasalanma içlerinden biri bir gün geri dönecek
Ve öylesine içten, öylesine samimi düşüncelerle
Senin hayal edip yapamadığını o yapacak
Belki sana kavuşamaz ama ne yaparsa sana layık
Bir yaşam ki meyvesi dalında olgun
Yaprağı bağında gazel
Sevgiyi ve dostluğu bağıra bağıra yanı başından
Yüzlerce insan, araç-gereç her gün gelip geçecek
Artık hiç yalnızlık hissetmeden...
Ve sen o zaman yerinde bahtiyar uyuyacaksın.
İzmit / 26.08.2000 07:30
Cafer TaşkınKayıt Tarihi : 30.9.2008 00:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıllarca hasret kaldığım topraklarda bırakıp babamı ve mezarına gidemediğim için içimden bir hüzün yumağının biriktiğinde yazılmıştır bu şiir. Saygılarımla.
![Cafer Taşkın](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/09/30/huzun-ve-sevinc-4.jpg)
Halbuki gelip geçenlere yarenlik edesin diye
Tam da mekanını yolun kenarına yapmışlardı
Muhakkak sevenlerin, dostlarının yolu geçerdi...
Toprağın sıcakta kavrulurken bir tas su dökerlerdi belki
Bir lokma verirlerdi hayrına, çoluk cocuğa, gelip geçene
Sen tahmin edemezdin elbet, bunca vefasızlığı
Biliyorum yine de kızamazsın kimseye
Çünkü en acımasızı yaşadın ömrünce
Bu şiir,diğerlerinden biraz daha değerli ve anlamlı,baba'ya yazılan ve belki söylenmesi gecikmiş sözcüklerden O'na hitapeden bir destan.
Sağlıklarında kendileri yaptırmıştı,şöyle tamda herkesin göreceği,daha tepede olan ve görülmesi kolay bir yerine mezarlığın...annem ve babamdan bahsediyorum...önce annem,sonra babamı yerleştirdik bu özenle yapılan yere...çok sevdikleri bir yediveren gül ve bir ceviz ağacı koydum başuçlarına...yılda bir kaç kez gidiyorum ziyaretlerine,Ankara'dan...Şiir çok duygulandırdı..teşekkürler kaleminize ve kutluyorum tam puanımla,rahmetler diliyorum,herbirine...saygılar.
Çok teşekkür ederim. Duygu ve içten yorumunuz için, sağolun..
TÜM YORUMLAR (3)