I.
aynamdaki hazin mutsuzluk
susmuştu mezarlıktaki selvilerle beraber
ruhumda geziniyordu adım adım yalnızlık
siyah bir sükut üzüntüsünde
ah ! lavlı nehirler akıyordu yüreğimin
derinliklerinde dur! diyemediğim.
saltanat sürmekteydi içimdeki hüznün
acısını fısıldayan hükümdar
bilemedim bilemezdim baharlarda yaşamanın tadını.
liman yüzü görmeyen gemilerin dostluğunu
ne kadar özlerdim uzaktan ifade etmekten hep utandığım.
II.
maziyi yada dalarım zaman zaman
bütün hatıralar tazecik bende yaprak yaprak
içimde artık bir çığlıktı “ annesizlik”
dudaklarımda acı bir sükut
şevkatli bakışları hatıraydı sadece bana kalan yadigar.
uzun dilsiz gecelerde gözlerimde beliren
çıldırtıcı uykusuzluk
gözyaşlarımla ıslanan yastığım kadar
aşina değildi çektiklerime
bakar bakar imrenirdim odamdaki
duygusuz eşyanın gamsızlığına
bende dalardım çocukluğumda
hiç uyanmak istemediğim tatlı rüyalara
sularında boğulmadığım engin deniz
tepeden tepeye uçuran beyaz kanatlarım
bir de dilinden hiç düşürmediği
bana kalkan duaları vardı annemin
seccadesi kadar temiz yüreği kadar saf ve nazenin
III.
neredeler şimdi neredeler onlar
dönüşü olmayan bir yolculuğa mı
yolculandılar hep beraber sessizce
gördüğümde nasılda koşardım dilimle
yaladığım buğulu camlara
“ canım anneciğim “ yazmayı unutmazdım.
ufak tefek parmaklarımla
hemen belirirdi dudaklarımda.
ahengi kulağımda kalmış
eskimeyen bir şarkının sözleri
annem annem canım annem
beni al kollarına ……….. sakın bırakma
göğsümden kopan vaveyla
atardı beni sokaklara çaresiz
güneş gündüzünse
yıldızlar gecelerin
kılınç kahramanın
mükafat tövbekarın
azap günahkarınsa
çocuk annenin anne çocuğun olmalıydı sadece
beşeri çocuksu çıkarımlara takılı düşüncelerim
nasılda bir kandil olur aydınlatırdı.
gönül şehrimin karanlık loş odalarını
büyüyordu benimle her şey içimdeki boşlukla beraber
hayat bu hayat her dakikası her saniyesi
bir buz parçası gibi yavaş yavaş
kendinde eriyecek
kalp çırpınışlarıyla sayılı günleri hesaplayan benmiyim.
tahammülüm yoktu duymak istemediğim
anne şiirlerine
göz yaşlarıma ayak uyduran kırk ikindiler
boşalırdı ansızın benimle sağnak sağnak
bulur muydum bir gün enginlerde kaybettiğim mutluluğu.
gönül bahçemde anneme ettiğim
rengarenk çiçekler
münbit bir tarlanın mahsulu muydu acaba bilinmez.
biçer miydi şefkatli bir elin tuttuğu meçhul bir orak
adn, firdevs, nedim cennetlerindeki ırmaklar
şakırdayarak akar mıydı annemin ayakları altından.
15 Mart 2007
İstanbul
Kayıt Tarihi : 5.4.2007 13:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)