Gülşenime çile düştü nerdesin?
Geceleri sarıyorum hüzün’e.
Arıyorum, bulamadım, sırdasın
Yıllar oldu hasret kaldım yüzüne.
Baharımı hazan vurdu, güz oldu
Çekilmiyor bir başına geceler.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
SÜPER BİR ŞİİR KUTLUYORUM
Baharımı hazan vurdu, güz oldu
Çekilmiyor bir başına geceler.
Yaban elde bu ayrılık köz oldu
Bir duadır dudak vuslat heceler.
yürekten kutlarım güzel mısralardı başarılar
Duygusal akıcı güzel bir şiir tebrikler yürekten
kutluyorum sizi şiirinizi ve kaleminizi.
Dost kalemlere,seven yüreklere daima başarılar
Saygılarımla
Mehmet Çobanoğlu
Harikaydı.. Beğeniyle ve bir solukta okudum..Gönülden kutluyorum.. Yüreğinize sağlık.. Halim AKIN 10 PUAN
Gülşenime çile düştü nerdesin?
Geceleri sarıyorum hüzün’e.
Arıyorum, bulamadım, sırdasın
Yıllar oldu hasret kaldım yüzüne.
Baharımı hazan vurdu, güz oldu
Çekilmiyor bir başına geceler.
Yaban elde bu ayrılık köz oldu
Bir duadır dudak vuslat heceler.
Bu ayrılık nerden çıktı bilmedim
Aramızda yılan yollar aşılmaz.
Hüzün çöktü gözlerime, görmedim
Öyle bir dert, bunu dağlar taşımaz.
Yurdum viran, saltanatım tur-u mar
İhaneti gördük dostun elinden.
Bilemedik namert olmaz bize yar
Yürek ezik yad ellerin dilinden.
Bir hasret var yüreğimde köz gibi
Mazlum oldum senden ayrı, nedeyim?
Ümidimi sakladım ki, kız gibi
Gel, ateşi gül eyleyen İbrahim.
Yine ahrika bir şiir okudum kaleminiz daim olsun Saygılar....
Bence eski tarihli ama çok başarılı bir çalışma ...
Güzel ve akıcı ...
Kutluyorum içtenlikle
Hüzün Sardım Gecelere
Gülşenime çile düştü nerdesin?
Geceleri sarıyorum hüzün’e.
Arıyorum, bulamadım, sırdasın
Yıllar oldu hasret kaldım yüzüne.
Baharımı hazan vurdu, güz oldu
Çekilmiyor bir başına geceler.
Yaban elde bu ayrılık köz oldu
Bir duadır dudak vuslat heceler.
Bu ayrılık nerden çıktı bilmedim
Aramızda yılan yollar aşılmaz.
Hüzün çöktü gözlerime, görmedim
Öyle bir dert, bunu dağlar taşımaz.
Yurdum viran, saltanatım tur-u mar
İhaneti gördük dostun elinden.
Bilemedik namert olmaz bize yar
Yürek ezik yad ellerin dilinden.
Bir hasret var yüreğimde köz gibi
Mazlum oldum senden ayrı, nedeyim?
Ümidimi sakladım ki, kız gibi
Gel, ateşi gül eyleyen İbrahim.
7 Ekim 1994
Bekir Urfalı
Güzel ve anlamlı şiirinize tam puan Tebriklerimi sunuyorum...
Mî'rac kandiliniz Mübarek olsun...Gecemiz dualarımızın bereketi ile aydınlansın... Rabbimin lutfu, keremi, af ve magfireti üzerimize olsun... Amin...Selam ve dualarımla
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta