Senin ayak basmadığın uykusuz şehirlerde,
Alnımdaki perçemler düştü ıslak kaldırımlara.
Kaç geceler kırmızı şarap şişelerine sarılarak uyudum, sen diye.
Kaç geceler başıboş bir sevdanın peşinden koştum,
Gençliğimi meleksiz şehirlerde yitirdiğimi bilmezsin.
**
Tan ağarırken tükenmişliği yaşadım sevgili,
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
hüzün kime yakışmıyor ki dostum, en çok ta bizim insanlara.. şiirin mükemmel . tebrik ediyorum
Bir gün kahkahalarla gülerken bir bana şöyle demişti: Kahkahalarınızın altında bile bir hüzün gizli. Nedenini hiç öğrenemedim. Sanırım yalnız değilim. Bu şiiri okuyunca bunu hissettim nedense...
S. yakıcı
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta