Mecburi vazgeçişler vardır hayatta, ummadığın anda, beklemediğin ve de yakıştıramadığın kayıplar, hüzün penceresinden soluk aldığın andır yaşanan.
İnsanlar acı ve üzüntü süzgecinden geçerken hayal kırıklığı gibi kırılıverir aynalar, huzur vermeyen bir hayata devam başlar.
Cesaret kırılır, gözyaşları dökülür, denizler kabarır, dalgalar acımasız döver sahilini, isyanlar uyanır kızarmış gözlerin sabahında.
Kendini aşka ve sevgiye bırakan insan, hasret ve özlemlerle dolu günlere yürürken adımlarını atamaz, isteksiz ve umarsız günlerin kıskacında yaşar. Hayaller ve umutlar havai fişek ışıkları gibi parlayıp sönmüştür. İnancın filizleri bedene sarmaşık gibi sarılmışsa yaşamın devam enerjisi tükenmeyecektir.
Öfke kabardıkça kaygı yelkenleri kulakları sağır eden fırtınalarla mücadele edecektir.
İnancınıza sevgiyle sahip çıkın ve sensizliği sessiz gecelere bırakın, elinizde kalanların değerine bakın, nefes almak ne güzel zenginliktir bunu unutmayın, hüzün penceresinden soğuk ayazlar gelse de.
Ölümün önünde kimse duramaz bu bilinçle inanmışlığın inancı ile öfkeleri ruhun huzurunda eritin. Umudunuz hiç bir an yitmesin. Kalplerinizi sevgiyle doldurun, arzular kaygısız yoluna devam etmeli, kızgınlıkların tene ve ruha verdiği zarar hüzün penceresinden esen rüzgârları artıracaktır.
Ne yaşarsan yaşa, sığınacağın bir huzur limanın olsun, içindeki sevgiyi öldürmeden hedefini bil.
Yaşamın içinde haz duygusu dikenli yollarda dikenlere takılmadan mutluluklar diyarına götürecektir. Güne her uyandığınızda merhaba diyeceğiniz bir hayat sizi bekliyor.
.
Yürüdüğümüz bir yol vardır bilinen, her insanın kendi beden ve ruhu ile yürüdüğü bir yol, bu yolda hayatın zorlayıcı deneyimleri ummadığımız anda çıka gelir. Yaşamdan keyif alınamayacak günlerin başlangıcıdır yaşanan. Huzursuz ve mutsuz bir dünyada yalnızlar rıhtımında yaşamının son günlerini bekleyen biri gibi olabilirsiniz. İşte o zaman dünyaya bakacaksın ve iç hesaplaşmaları bir kenara bırakacaksın, atacaksın denizlere, gözyaşlarıyla dökeceksin toprağa.
Yaratıldığını düşün ve inancın sana bir direnç yaratacaktır yaradan dan dan ötürü ve de kabulleneceksin yaşadığın her şeyi.
Hayatı hiçbir zaman reddetmeyin her yaşananın bir bütün olduğunu kavrayın. Günü güneşle, geceyi ayla yaşayın.
Bedeninizi aşk ve sevgiden yoksun bırakmayın, asla ve asla yalnız hissetmeyin, neşe ve sevinci gününüze ortak edin. İç dünyanızla dış dünyanızla barış içinde yaşayın, Gözleriniz yeşili ve maviyi de görsün, hep siyahlara takılı kalmayın. Yaşamınızı hüzünler girdabına çektirip hayatınızı zehir etmeyin. Eğere ederseniz bir başka beden çekmeyecektir bu acı ve kederleri. Kıymetini bilin canın ve nefesin aynanın karşısına çıkın gülümseyin hayata ve sevin aldığınız her nefesi, kapatın hüzün penceresini, arada bir kendiliğinden açılacağını unutmadan.
Yavuz Bayram Çalışkan
23 Ağustos 2009 Pazar Saat:9.15 Yalova
Kayıt Tarihi : 23.8.2009 09:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir gün ölüm kapıyı çaldığında başlar hüzün penceresi
![Yavuz Bayram Çalışkan](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/08/23/huzun-penceresi-4.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)