Önümde koca bir şehir ve ben. Yalnızım… Kalemim, kâğıdım ve ben varız hee birde hüzün pencerem… Ne zaman hüzünlensem penceremden bakarım Bursa’nın renkli ve ışıklı yollarına… O yüzden ‘’hüzün penceresi’’ koydum adını…
Sıcak ama sonbaharı andıran bir hava var dışarıda. Oysaki Haziran ayını yaşıyoruz. Dökülüyor sanki yapraklar, kırılmış sanki dallar. Sanki kahverengi bir gökyüzüne bakıyorum penceremden… Sanki sararmış yapraklar, çekilmiş denizler, martılar uçmuş, kedilerim bile terk etmiş beni, çiçeklerim boynunu bükmüş, güllerim tek tek solmuş. Neden bu? Haziran ayında sonbahar yaşarmı insan?
Sabah uyanıyorum tek başıma yaptığım kahvaltıdan bir haz alamıyorum..akşam yemeğini yapıyorum sanki her birinin tadı tuzu kaçmış,hiçbir şeye benzemiyor yemekler,hiçbir şeyden tat alamıyorum.boş ver diyorum en iyisi gidip alışveriş yapmak belki kafa dağıtırım ama kıyafetlerde bana küsmüş sanki bir türlü beğendiğim elbiselerin bedenini bulamıyorum.eve dönmeye karar veriyorum.hüzünlü bir şekilde yolda yürüyorum tanıdık o kadar çok kişi rastlıyorum ki hiç biri beni görmüyor arkalarından sesleniyorum dönüp bakmıyorlar bile yollar insanlar bile küsmüş…
Evime geliyorum açıyorum eski püskü radyomu frekansları gezerken çok sevdiğim eski bir parçaya rastlıyorum ‘’sevemedim karagözlüm’’…ayarlamaya çalışıyorum net duymak için o sırada kaybediyorum yerini.hayal kırıklığımı düşünemezsiniz!
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
geçmiş olsun.acılar da sevinler de çabuk geçer hayat işte herşeye rağmen yaşar insan yaşamalı da bence tebrikler
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta