Sevinçte, kederde de, pınarı bir çift gözün
Çok yoğun duyguların, hüzün koydum adını…
Hangi şafakta bülbül, güle geçiyor sözün
Gonca dan ayrılığın, hüzün koydum adını.
Kuşları büzüştüren, keskin soğuk ayazın
Göçe kalkmış kuşların, çığlığı son avazın
Demir almış gemi de, derinlere garazın
Kararan bulutların, hüzün koydum adını.
Yakılan Aşiyan’a düğümlenmiş ağıtın
Kömürleşmiş kalemin, kül eylenmiş kâğıtın
Bura göçere yasak, konmuşları dağıtın
Oba yıkan fermanın, hüzün koydum adını.
Camilerin önüne bırakılmış yavrunun,
Büyüdün diye yurttan çıkarılmış yavrunun
Şairler meydanında kifayetsiz yavrunun
Şiirden sayılmazın, hüzün koydum adını.
Yılgın Yağmur de gayrı; boşa geçmiş zamanın
Gururu zedeleyen her lütuflu amanın
Yüreği pareleyen, kara saplı kamanın
Her diyetli dermanın hüzün koydum adını.
Aşiyansız, 30.05.20 – 18.08 Y.Y.
Kayıt Tarihi : 30.5.2020 18:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!