Hüzün Gözlü Mahcup Kadın Şiiri - Engin B ...

Engin Badem
105

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Hüzün Gözlü Mahcup Kadın

'Keşke istemeseydin bu şiiri ama yazdım işte'

Seni anlatmak istedim,
Devriğe çalan mısralarımda.
Sakın ha okurken,
Gözyaşların yol bulmasın yanağında.
Asırlar öncesinin,
Yeniye nükseden tütsüsüydün belki.
Belki,bir kır atın,
Yelesine sarılmak kadar uçarı.
Şimdi bir bir seni yatırıyorum şiire
Kalemimle kanatırcasına çiziyorum acını.
Eyy hüzün gözlü mahcup kadın,
Söylesene!
Kim buladı karalara ak kundağını?
Kim çaldı hayallerinden al duvağını?
Dur... dur... söyleme sakın!
Önce hatıraları alıp koynuna
En efkar deminde bir cigara yak.
Ve
Bin gizemin esrarını kopar saçlarından.
Ve öperek başla anlatmaya,
Hiç görmediğin ananın ayağından...

Nedenler,niçinlerin ardında
Omuzlarında ağırlığı yaşanmışlıkların.
Nedendir ki ürpermek;
İlk dokunuşunda anıların.
Söylesene!
Kaç şaire ilham oldu haykırışların,
Söylesene!
Tutabilmek kolay mı gölgesini o çığlıkların.
Yine mahcup eğ başını yere.
Nereye kadar ablam.Söyle nereye?
Böyle dalıp gitmelerin nedeni neydi?
Böyle susmalar nelere gebe,
Sanki tek sen misin?
Bu hayat oyununda gözleri bağlı ebe.
Sen hüzün gözlü mahcup kadın
Kaç zamandır sarılı hasretin taş kundakta.
Artık yetmez mi?
Bak ninniler baş kaldırmakta...
Yutkunarak sürdürme kavganı
Ve
Gecenin kara boşluğuna,
Ak buğuyla yaz sevdanı...
Hangi yara kabuk bağladı ki
Hangi hayaller pembeye çaldı ki.
Bak şimdi yağmur yayıyor kentine
Şimdi çıplak ayaklarını vur toprağa,
Ve ağlayarak değil güzel ablam,
Gülerek ger yüzünü her yağmur damlasına.
Zaman ne ki be ablam,
Akreple yelkovanın bitmeyen serüveni.
Söylesene!
Nasıl çaldı yüreğinden,saliseler sevinci.
Şimdi sil gözlerini,
Seni görmesin böyle yavrun,
Söylesene! Ne zaman
İftarı bu suskun orucun.
Al bir cigara daha yak,
Derin derin üfle göz yaşının rengine
Artık gülmenin zamanı gelmedi mi abla be?

Oysa...
Her zemheriye dokunur güneşin mızrağı,
Gidilmezlere götürür senide aşkın burağı,
Yüreğine saplanan bu ayrılık sancağını
Yere çalmanın zamanı değil mi abla?
Biliyorum...
Senden habersiz yırttılar resimleri,
Senden habersiz sattılar gençliğini,
Ve şimdi titreyen şu bedenini,
Güneşe yaslamanın zamanı değil mi abla?
Biliyorum...
Sendin hep elleri koynunda,
Sendin üşüyen hüznün soğuğunda.
Bakıp bakıp ta ince boşluğa,
Susmanın zamanımı be abla...
Biliyorum...
Çağlıyor yürek çağlayanın,
Belki de yok arayıp soranın,
Geçmişin elemine hicranı doğramanın
Şimdi zamanımı be abla.
Susmasana!
Konuşsana!
Kardeşinle bir derdini paylaşsana.
Unutma!
Her şeyin kudreti elinde olan biri var,
Biri var seni senden iyi bilen.
Unutma insansın işte!
Muzdaripsin geçmişten gelenle.
Şimdi tüm umutları bir bir dikeceksin göğsüne
Ve eğip başını yere,
Tevekkül edeceksin Rabbine.
Yoksa bu dert seni bitirir
Dirhem dirhem solarsın abla...
Yine susuyorsun,
Aslında bu susmalardı her şeyi bana anlatan
Böyle dalıp dalıp gitmelerdi belki,
Belki yutkunmandı hani.
Neyse benim güzel ablam
Gayrı susma sırası bende,
Şuradan bir cıgarada bana versene...

Engin Badem
Kayıt Tarihi : 15.5.2006 10:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ümran Tokmak
    Ümran Tokmak

    Sevgili şirim,
    Bu şiir sevdiğim bir arkadaşımı mı anlatıyor.
    Ana şefkati görmeyen arkadaşımı sıcacık kucaklamış. İkinizi de tebrik ediyorum.Canlarım.
    Ümran Tokmak Tam on puan

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Engin Badem