Hüzün damlıyor kalemimden.Sözcüklerim yeminli mutluluğa dair bir cümlede yer almaya. Gülüşlerim mecazi, ne kadar istesende değişmiyor geri gelmiyor mazi. Yastık altına sakladığım hayallerin nesli tükenmekte, içimde çığlık çığlığa söylediğim nameler notasını yitirmiş gibi sanki... Rotası olmayan bir gemi gibi dalgalara bırakıp kendimi akıyorum yaşam denilen kurguda. Kalbimin bir köşesinde duygu deryasındaki yalnız yabancı bir köşesinde karanlık bir sancı....
Kaybolduğum, boğulduğum gecenin karanlığına doğacak sabah güneşim biliyorum.Ama gecenin içinden çıkamıyor, güneşimi tutamıyorum. Cevap bekleyen sorular duruyor önümde: Neden? Daha ne kadar? ...
yanıtlar dilimin ucunda duruyor hecelere dökemiyorum. Kalabalığın ortasında yaşıyorum yanlızlığımı herkesten habersiz. Hem koşmak istiyorum aydınlığa hem kelepçeler vuruyorum ayaklarıma. Sonradan oturup gülüyorum halime delimiyim diye...Evet; işte buna gerçekten gülüyorum içimden gelerek çığlık çığlığa gülüyorum acıyla deliriyorum diye...
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış