Fani dünya, keder sende, tasa sende, gam sende,
Yaşın her dem ilerlerken, yük çoğalır ensende,
Sararan yaprak gibi, göçersin rüzgar esende,
Ardın sıra kimse kalmaz, yok edersin sen hüzün.
Mutlu olmak biran için, daim mutsuzluk niçin?
İki cihan mutluluğa, Hakkın şerbetin için...
Ol dünyanın zevki için, burda hak yoldan geçin!
Yolun doğru değil ise, sonun olur bak hüzün! ..
Karıncadan ibret al gel; yoksa kapar seni sel,
Eser geçer toz toprakla, fayda vermez boş bu yel,
Hakkı gel yay sen söyleme: 'neme lazım bana el',
Eller yakar seni sonra, kemirir durur hüzün.
Ademoğlu hedef edin, bu ilde yaşam için,
Haktan doğrudan ayrılma; eğrilik bilmem niçin?
Ol yollar doğrudan geçer, ölüye kefen biçin,
Kefen onun son gömleği, bu gömlek sonu hüzün.
Bu dünyanın nimetinden, helal kazan yararlan,
Alın terinden utanma, avareliğe arlan...
Ahirete azık yoksa, işte o zaman darlan,
Azıksız yol yürür isen, açlık olur bir hüzün.
Belki de dağların hüznü, başındaki ak kardan,
İnsana elem ve cefa, gelir hep kötü yardan,
Mal-mülk hep boş bir eğlence,seni kurtarmaz nardan,
Onarın yakıtı olma! sonun olur kül hüzün.
Sedat sen yaz büyük hüznü, alemin sonu yakın,
Bakma eller kusuruna, sen gel kendine bakın,
Düzeltmek ilk çekirdekten, sonra çevreye akın,
Kıyamet saatı yakın, en büyük işte hüzün
(Borçka:16.01.2000)
Kayıt Tarihi : 3.8.2010 23:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!