Hüznün yüzünde bir deniz dikeni,
bilinmez yollarda geçen solgun günlerin
hiç bitmeyen yalnız konuşmaları...
Yüzünde hüzün,
vakitsiz bir akşam yolculuğunda veda.
Şarkıların son durağında, büyülü ateşlerden
kalan sessizliklerin izi...
Mevsimsiz siyah nakışlı topraklarda
için için yanarken kül,
hüzün yüzünde
güz güneşlerinden
gölgeler damıtıp sanki,
şarap renginde eskiyen bir gül...
Sevdaların uzak ülkesinde gezginsen,
yitirilmiş sevinçleri tanıyorsan, eğer
bilirsin ki,
koşullanmıştır zaman
anılar da uzaklaşır senden
sonsuz bir alacakaranlık dökülür.
Artık yüzün hüzündedir,
hüzün yüzünde
giderek yitkinleşen acılardan mı izler taşır…
Yağmur sonrasının çiçekleri var yüzünde,
gece güne değişmiştir, sonuçsuzdur hüznün,
yaklaşan sabahlara renk verir de gözlerin,
hiç bitmeyecek öyküleri anlatırdı yüzün
ve, ışıklar parlardı,
artık gül…
Kayıt Tarihi : 16.2.2011 18:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!