Yalnızlığı avuçlarında
Sonbaharın yorgunluğu ruhunda
Hışırtılar vardı
Sararıp
Dökülen yapraklarda
Kuşlar uçarken başka diyarlara
Çocuklar sağa sola koşarak oynuyordu
Birden irkildi Eylül
Mavi iki göz karşı bankta oturmuş
Ona bakıyordu
İçi titredi bir an
Gökyüzü ona bakıyor sandı
Kaçırdı gözlerini
Saklamaya çalışırken titreyişini
Kımıldandı
Kızarmış yaprakları seyretti
Oturduğu bankın etrafında uçuşan
Kızıl güneşe,
Sonra yaprakların ardından
Çocuklara baktı koşuşan.
Rüyasına girdi mavi gökyüzü
Derinliğinde kayboldu
Sabah kalktığında mutluydu
Öğlen zamanı
Kendini aynı bankta buldu
Karşısındaydı yine
Masmavi gökyüzü
Gülümseyerek bakıyordu
Aynı bankta oturan
Eylül’e yüzü
Gülümseyen bir yüz vardı
Bir de gözler mavi
Bir şey yapmalıydı
Cesaretini topladı
Ve gülümsedi
Gülümsedi Eylül hafifçe
Yanıma gelse keşke diyordu
Kimdir nedir
Ne iş yapar
Bilmiyordu
Dileği gerçek oldu
Tanıştı sesiyle mavi gözlerin
Kadife gibi yumuşak, anlamlıydı
Eylül için zaten
Anlamı yoktu sözlerin
Ayrılırken tokalaştılar
Sıcaklığını taşıdı avucunda
Sesini kulaklarında
Kalbinde bir hızlanma vardı
Bir şeyler olmuştu ruhunda
Aradan günler geçti
Eylül sevdalanmıştı
Gezdiler kıyılarda
Kızıl güneşi seyrettiler
İkisi de aşkı tatmıştı.
Meydan okuma vardı
Birilerine el ele gezerek
Mutluluğunu ilan etme
Haykırma bütün dünyaya
Eylül’de isteyerek
Sonra istediler Eylül’ü babasından
Ve düğün vakti geldi
Yüzünde saadet çiçekleri
Parmağında yüzük
Eylül mavi gözlerle evlendi.
Mutluydu Eylül
Huzurluydu sevdiği ile
Her akşam
Eylül’ün dizine uzanır
Türküler söylerdi kadife sesiyle
Tatlı sözler devam etti bir süre
Sonra kızmalar, bağırmalar başladı
Tatlı sözler unutuldu
Fırtınalar oluşur,
Mavi gözlerde şimşekler çakardı
Gözyaşları başladı sonbahar yağmurları gibi
Tanıştıkları banka gider otururdu
Mavi gökyüzünü arar
Karşı bankta
Otururken büyüyen bir nefret bulurdu
Şiddet büyüdü
Hüznün yüzü oldu Eylül
Sonbaharı her mevsim yaşadı
Her mevsim yaprak döktü sevdası
Her mevsim ıslak bir ay yaşadı, eylül
Ne eve gitmek, ne evden çıkmak
Ne mavi gözlere bakmak
Tek düşüncesi kaçmak
Ve
Mavi gözlerden uzaklaşmak
Çaresizliğin içinde
Hüzün çöktü yüzüne
Pişmanlığın gözyaşlarıydı içine akan
Ne kadife ses geliyordu kulağına
Ne de mavi renk görünüyordu gözlerine
Uçurumlara gitti kurtulsun diye
Hep inancı tutup çıkardı
O güzelim Eylül gitmişti
Artık hayattan bıkmış, yorgun
Bir kadın vardı
Gezerken uçurumların kenarında
Biri geldi yanına
Ne bank vardı ne mavi göz
Şaşırdı Eylül
İçtenlik vardı gözlerin ardında
Hüznün yüzü Eylül
Renklendi, canlandı
Heyecanlandı tekrar
Evliliği yürümeyecekti
Anladı
Boşandılar tek celsede
Tekrar evlendi Eylül
Mutluluğu buldu bulamadığı
Neşeyi yaşadı
Her akşam yatağında bir gül
Ne gözün mavisi gerekir insana
Ne saçın sarısı
Ne ses kadife olsun
Ne de göz kara
Mutluluk yoksa gece yarısı
İçtenlik gelince
Gülümsüyordu artık Eylül
Huzuru vardı
Yeşermişti yapraklar artık
Her yıl bir defa yaşanıyordu aylardan eylül
Şiirin Kayıt Tarihi 17.01.2007 23:11:00
Son Değişiklik Tarihi 25.02.2007 18:39:00
Kayıt Tarihi : 2.9.2008 23:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Turgut Uzdu](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/09/02/huznun-yuzu-eylul-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!