Hüznün Öyküsü
Çeşme’de ebruli bir sabah başlıyor,
Tıpkı bizler gibi yaşlanıyor ayrılıklar.
Zemheri soğuklarda içimi ısıtırdı nefesin,
Güvercin kanadına yazdım adını bilmezsin.
Ben sensiz, sen bensiz
Biliyor musun?
Düşler şaşkınıyım, gözlerimde hüzün dereleri
Kalbimde kanayan yara, hançer acısı dinmedi.
Dağların ıssızlığında yanan ateşlerin kızıllığında,
Dokunacak kadar yakın ellerini gördüm.
Yalnız değildim artık,
Biliyordum.
Unutamadık.
Bir şiir yazsam sana bütün şiirler ağlardı.
Gün yeşil-mavi, gece altın yakamozlarla süslenmiş.
Hüznün öyküsü aynada ki yüzümde,
Kaybolmak tüm yaşanmışlıkların bilinmezliğinde
Öncesinde, sonrasında seni düşünüyorum her defasında
Başıboş bir mayın misali dolaşıyorum sokaklarda
Yeşermeyen umutlar, içi boşalmış hayaller, rüyalarla
Karanlık, dipsiz kuyulara batıp çıkıyorum.
Istıraplarla doldu ceplerim, taşıyamıyorum.
Seven yerine koymuyorsun şairi,
Anlamıyorum neden yâr?
Yarım kalmış bir aşkın adı bile anılmıyor.
Dinmez ER / Çeşme / 2016. 11. 04 /
Kayıt Tarihi : 4.11.2016 23:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!