Yüreğinde kara örtü örtülü sızıları vardı
son perdesini oynayan ıssız kadının göğsünde
Öyle gururluydu ki bakışları keskin
Dönüp yüzümü çevirsem içimdeki
deli rüzgâr dudaklarındaki mumu söndürürdü
Usulca kalkıp köhne surların arasından geçerek
bir kentin hırçın sokaklarında yürüdüm
Tek bir söz söylesem, söyleyebilsem
Eylül sonsuza kadar yok olurdu
ve onun boşluğunu hiçbir mevsim dolduramazdı
Kayboluşumu haykırmak isterdim ona
Benden çalınan talan edilmiş uykularımı,
Beni seslendiren müzisyenlerimi,
beni inşa eden mimarlarımı, hatta
beni boyayan ressamlarımı anlatmak isterdim
Yalnızca ona anlatmak isterdim
sadece bir şeyler anlatıyor olmak isterdim
Halbuki o yağmursuz ve umutsuzdu
Çölde bulunan nazar boncuğu gözleri
Mavi ve faziletli, çölde bulunan örümcek gözleri
Bir karanfil kopardım avucumdan yaklaştım ona verdim
Ona bir kez dokunsam çocukluğuma dönerim
Bir kez dönüp bana baksa tutunamaz
aklımın uçurumundan düşüveririm
Kayıt Tarihi : 24.5.2024 13:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!