Esra daire kapısını anahtarıyla açtı. İçeri girer girmez, beynine kanın hücum ettiğini hissetti. Her zaman düzenli biriydi. Derli toplu olan evi,
Karmakarışıktı. Birden korktu. Kesin evde hırsız var diye düşündü. Aceleyle
Ayakkabısını giyip kapıyı açtı. Dışarı çıkıp polis çağırmayı düşünüyordu. Tam dışarı çıkmak üzereyken, kolunu birinin tuttuğunu hissetti. Korkup bağırmasıyla, kolunu tutan elin, kuvvetle onu içeri çekmesi bir oldu.
Yüzü bembeyaz olmuştu Esra’nın. Hırsız diye düşündüğü adamı görünce,
Oracığa yığıldı.
Gözlerini açtığında salonun koltuğunda yatıyordu. Yan koltukta ise üç sene önce motoruyla denizde kaybolan eşi duruyordu. Onu öldü diye düşünmüş hayatından silmişti. Üç ay öncesi de eşinin hiçbir yerde bulunmaması nedeniyle resmen boşanmıştı. On senelik evliliğinde bir gün bile yüzü gülmemişti.
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
HAYAT BU NELER OLMAZ Kİ
ELİNE EMEĞİNE SAĞLIK.. MENEKŞE HANIM.. PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER...
Sayfanıza girdim baktım çok uzun nasıl okuyacağım derken bir başladım bırakamadım.Sürükleyici insana okurken merak uyandıran güzel bir hikaye.Elinize sağlık.....Zehra Topak
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta