Şehrin sokaklarında bırakmıştı matemlerini
Kadın,
En pervasız acıyı arıyordu
Adam da…
Gizlediği tüm yalnızlığı görüyordu
Kadın,
Yüzündeki endişe ile arşınlıyordu
Adresleri aklında olmayan küçük tabelalı dar sokaklarını
Büyük kentin.
Adam da…
Bıraksa,
Bedenlerin esaretinin kimliklerini
Ya da görse sıcak kırıntılarını
Mevsimlerin,
O zaman gülümsemek olurdu
“Kırıntı”
Kadın,
Anlamlı bakıyordu ayrılık acısına
Adam da,
Ama ne adam ne kadın ne de şehir gülüyordu
Ölümün son provasına
Şehrin sokakları beklerdi kadını
Hani yağmurlu havalarda topuk sesleriyle
Şemsiyesiz ıslanmanın verdiği rehaveti hissediyordu kadın
Bekleyişlerini arzuladığı adam,
Ağlamanın eşsiz güzelliğiyle bakıyordu kadına
Artık bir “gel” kadar uzaktı
Arzulanan bedene…
Kadın beklemiyordu
Adam da…
Kadınlık arıyordu kendi bedeninde
Erkek arzusu için
Adam koşuyordu
Kadınının attığı birkaç adım hatırına
Hangi yargılar gülümsüyordu bedenlere,
Hangi masmavi deniz görürdü aşkın kimyasını?
Adam kadın bedeninin emanetinde
Şehrin sokakları selamlıyordu suretleri
Kadın sarılmıştı
Adam da…
Bir sihrin alameti mi bu?
Ya da hangi matem bu kadar güzel hüzün kokardı
Keyifli kederine çaresizlik katmayan adam
Hüzün seviyordu
Yalnızlık hiç bu kadar güzel son içermiyordu
Şehrin ışıkları çağırıyordu
Sokak arasındaki duvar dibi öpüşmelerini
Sarılmaların sonunda gelen
Kadın,
Kayıplarına gülüyordu bir solukta.
Adam, gizlemez kendini
Bütün sözler biter
Kadın aşkın ön sözü…
Kayıt Tarihi : 12.6.2015 14:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!