Hüznümdü Sevdam Şiiri - Murat Nail Güney

Bazen yanık bir türkü söylemek gelir içimden
Çıkıp mor gölgeli dağlarına Akdeniz’in,
Uzatıp ellerimi ufka doğru,
İçimde o en kabul olmayan dualar,
Gözlerimde gözlerinin şavkı.
Saçının tellerine takılan rüzgârları yolla bana,
Kirpiklerinden süzülen yağmur tanelerini
Dudağındaki nağmeleri bir de,
Değişir kaderimiz belki
Zarlar düşeş gelir de…

Bazen titrer mısralar kalemimin ucunda,
Üşür kelimelerim, satırların arasında,
Baştan sona buz keser içimin heceleri,
Gündüzler pişman sensizliği beklerken
Seviyorum seni hatırlatan geceleri.
Karanlığı nasıl da yırtardı büyülü sesin,
Nasıl da sabahlardık duyguların sımsıcak kucağında
Sevda kesilirdi her bir yanımız,
Saatler durur, dakikalar saatleri beklerdi
Büyütemediğimiz sevda bebeğimiz
Yüreğimizde emeklerdi…

Soramadım bile ayrılığın acısından hatırını nicedir,
Parmaklarım kaç kez gitti tuşlara
Bir telefon açamadım.
Kaçtım başım önümde tüm sevgilerden,
İnsanlardan mevsimlerce kaçtım
Susuz bıraktım gönül iklimini,
Soldurdum sen kokmayan tüm gülleri,
En ürkek, en mahcup köşesinde saklıyorum ruhumun
Savrulmasın diye aşkımın külleri…

Uzanamadığım ellerin gibi uzak
Uzun şiirler yazıyorum her harfinde sen saklı,
Her gece isyan ediyor masamdaki mumlar
İsyan ediyor alevleri geceye,
Sokakları arşınlıyor içimin hüznü
Sahilde sensizliğim sarhoş dolaşıyor,
Ben çoktan öldürdüm sevda hevesimi
Sevdan düşlerimde yaşıyor…

Ölsem de gam değil gurbet gecelerinde,
Sormam suçumu kadere, sormam gülüm, sormam,
Sıkmam canını dönelim deyip başa,
Ben aşkımı yüreğimin kanıyla yazdım yıllarca
Her çiçeğe, Her dağa, her taşa…
Ben gidiyorum gönlünden de gurbet gözlüm,
Sen bir ömür gönlünce yaşa…

Murat Nail Güney İstanbul
10 Mayıs 2011 saat: 01.45