-sahneye dair
memleketlerden en az nemalınanı
kalpsiz aparthanların* yok sankisi
hiç sanki yaşanmamış
yahut kavranmamış diriliği
beç varıp yor çeken erkeklerin
en az nemalınan memleketi
insan sarsmadan benliğini
ne gariptir ki bulamazmış bulusunu
günlerden sar açılan uz atılan
dudak öpülen bir gün
bir hakan unutmuştur gibi ulusunu
bezginlik çökmüştür kahramanımızın üzerine
ay bükülüp say ıslanmıştır
çaylara dem vurulup
hatıralar bir hinlikle anılmıştır
nefes olup olalı nefes
böylesi bir vurunluk görmemiştir
talebelerin yorgun uyandırılıp
bazlamasız yolluklandığı bir çağdır
öğrenme eylemi;yalnızca lügatidir
bey babalar artık bey değildir
sakallar salkım saçaklanmış
saçlar sıradansız yapağdır
avare gözleri yormaya gelirsek
hınzır bilgiçlikler saklanacaktır
sanılır ki hayat hayat değildir
ölümler cennetle kutlanacaktır
doğmaklarsa anne artılmışlarına
pay verip su testisini kırıyordur su yolunda
kahramanımız işte böyle bir vaktin muavinidir
ömre mukabil hep sapa çıkmıştır
açmalara kabillikte meczupluğundan
öptüğü gülleri bir çırpıda kırmıştır
eh tasvirde beni adem demişlerdir
ve fakat bir hüznü hicran sinidir
saçları yokluktan bahçe pazar toplar
gözlerineyse bir yol gelmeye-görelim
kanlıdır,muhakkak kurulmuş kanlıdır
alnına çalmıştır gözlerinin kırmızısını
ölü elleri olur ki olur olmaz bazen
sanırsın bir bahar kuşu hicabında
canlıdır.
yaşı kahramanımızın,yol başımızın
ilendiğinde azdan az-çoğa
bir zanaat özleme vakti gelmiştir
gelip bittabi pekten geçmiştir
yalnız ya seçme azası seçimsizdir
ya da
dikip burnunu diretmektedir yoğa
münhasıran müridlik kılıfı yırtılmıştır
alenen renkkörü bakmaktadır gök kuşağına
yaslamak düşünü için halife seçildiğine
umulmaz aydınsız hilaflara kurulmaktadır
fakat savılmalıdır kavrap karanlıklar
bunçün oturacaktır yol başımız
tasviri dilden ırak göğün kucağına
-2
astarlar yakışıksız yırtıldığından beri
suzi canlar yanlış kavlara öğütülmektedir
nedir ki hiçbir hal görümsenmeyen
nedir ki diye düşünmek gerekmektedir
savların hakları inatla bilinmeyen
ve fakat dönülmemektedir geri
kahramandan bahs olunacaksa eğer
tebrize dem basmamak nihayetsizliktir
tebriz tebriz çıplak alınlarımızda iz
şiarımın şiirden doğulduğu şehir
tam kayboldum derdimdeki pürüz
tebriz ücralarımın yokluğundaymış meğer
nasıl toplanır kel kuaförün saçları
nasıllar nasıl yas yazmışlarımda birikir
kaç öğün tutmalıdır bir soğum
kaç kas bükmelidir kuşlar sazlığa
hangi dağ gönlümde yek burukur
hangi nimetle birlemelidir şimdi açları
çam ucu dayatmaların kanıksanmadığı bir çağdır
bumeranglar tez fırlatılıp geri dönmez
yağmur şiirlerini üçüncü tekil şahısları* okur
kocasız kadınlar evlerinin önünü dokur
görümsüzlüklerimde sanki bir hal yoktur
köy evlerinde dumanlar bir sinlikle sönmez
katili hasetlerin ve hala vicdanı sağdır
-hüznen
müthiş derecede sapasağ ad biçilecektir
adlar tütsülenip cismine hüznen denecektir
hüznenin bir de muhakkak derdi olacaktır
ve muhakkak derdi bizce bilinecektir
aşıktır deyip nihayetinde öldürmek olmaz
hüznen de mütalasında bizden biridir
dudaklarıyla sırılsıklam birce gerçektir
ömrü hazasını arayışına tutumsuz yorar
arayış dediysek arayışı yalnız arayışadır
bulmak edimi arayışın kursağına kıttır
bilirdir ve fakat bilmelerine bilirsizdir
hüznen denmiştir sormayın boşadır
karanlığın yolcularını zabitler ondan sorar
yalnızlığı sanırız ki kurgulanmıştır
tutsaklanmış ve hatta burgulanmıştır
kök tatları avuçlarına çarmıhlanıp
ölümler benilsizliğine zamanlanmıştır
sazlardan çalmak suçlarına tembihlenip
vakitsiz ikiliğiyle berduş sorgulanmıştır
yanılmak gün aşırı zorunmak gibisi
üzre garipsenmiş alaşağı ediştir
haykırıp bir deli inayetinde
payidar payitahtları yıkmaktadır
pir serip dir gibi çocuk sahibesi
ömre flamanca yetersizlikler yetmiştir
sarkıçlar aşağı yürünmez
bir yol öğrenmişizdir iyisi
hem kör çocuğun hüzneyerek anne deyişi
hem bir mahpusun güneşe anne deyişi
anne diyen güneşe mahpusun
anne diyen körmüş çocuğa tecavüzü
hiçbiri yanılgılar yaratıp
atların üç vakit amansız ibadetini
anlamsız tavmış bilerek değiştirmeyecektir
mahpus;
mahpusluğa anne diyerek bürünmez
kör kız çocuğu;
dahi düşmana kuğu görünmez
-işte yoldur
inleyerek ölümler biçinsiz tinler sayılamaz
hüznen muvakkitsiz kuşlara hemhal olamaz
diyendir var çoktan hem yazgıdır
diyendir var yoktan kem nazgıdır
fakat hüznenin alameti farikası hakkıdır
geç açmış tavlar böylece solamaz
kanındaysa küfür öylece cayılamaz
Kayıt Tarihi : 18.4.2017 13:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!