Eski bir zaman türküsü çalıyor,
Dillerde mistik bir şiirin en kırık dizeleri,
Aydınlanmakta karanlık olan, bir hüzün kalabalığında.
Kadınlar var, gün ışığında kadınlar, dere kenarında çamaşır yıkayan, hüzünlü,
Uluması gibi yurtsuz kalmış bir canavarın,
Rıhtım boyuna yürümek istemesi gibi garip bir hamalın,
Teninden kış vakti boşalan ter gibi hüzünlü,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta