Gün kavurur anam bir tepside akşam ocağının en kuzguni vaktinde
Gölge dadaşır benimle birbirini geçen duvarların arasında
Mizansız kaba eller tartar aşları, elden ele eğrilirir akar gider sır suyu
Dağı sel ipinden dikilir heybenin, oysa bir avuçla kanar güğüm.
Heybe sırtlanır beni, en kuytu yerinden yamalarımı kırpar gölge
Kuzuların aklı kararır, otların kalbi söner ve ova yığılır kalır üstüme
Ve ben kasıtsız gölge olurum, şimdi dolaşıp dalaştığım ben olurum.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta