Gök gürlediği gece,
O gece sensizlik çökecekti o hâneye.
Korkuyordum, lakin fark etme diye,
Pencereyi izledim, sessizce…
Yoktun, ama yastığın hâlâ sâbitti..
Sarılınca bir lahza, sen gibiydi…
Başucumda dört şişe vardı,
İkisinin hüznünü içtim,
Kırk iki...
Uyku mahrumdu o gece,
Lâkin yastığına sarılınca,
Sen var gibiydin,
Ve ben uyuyakaldım nihâyet...
İçimde, senin bilmediğin bir ben vardı,
Seni bekledim nice ân için…
Uyuyakalmak, üzüntülü olur mu ?
Olur elbet…
Seninle dans edecektim ben ,
Hüsnü’nün “Hoş Geldin”ini çaldığı o demde...
Kayıt Tarihi : 11.5.2025 00:14:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yirmili yaşlarında bir kız, göğe baktığında korkusunu gizleyen, ama bir adama bakarken sessizce güvenen bir kalbe sahipti. O gece dışarıda yağmur vardı, gök gürlüyordu. Evin içi sessizdi ama adamın eşyaları hâlâ yerli yerindeydi — kokusu yastıktaydı, sözü camda yankılanıyordu. Kız her gök gürlediğinde istemsizce cama dönüyor, bir şey demeden korkusunu saklıyordu. Adam evde olmasa da, onunla birlikte kurduğu o sessiz düzen, kıza orayı hâlâ "ev" gibi hissettiriyordu. Ne zaman içini bir ürperti kaplasa, yastığına sarılıyor, yavaşça gözlerini kapıyordu. O gece elektrik kesilmedi. Ama bir şeyler eksikti, adı konmadan, yüksek sesle söylenmeden. Kız, iki birayla uyuya kaldı. Ama uykusu hafifti. Çünkü içinde hep bir ihtimal vardı: “O gelecekti ve onunla dans edecektim” Ama adam geç gelmişti. Ve kız, göğsünde bir sızıyla ama kimseye çaktırmadan, “Hoş geldin” demeye hazır uyumaya devam etti. "Ah bu yağmur yalnızlığımmış Dindim efendim" kızda adam gelip onunla uyuyunca dinmişti <3 "o adama sevgiyle uykulu bir selam"




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!