Hüsran Sokağı Şiiri - A. Hicri İzgören

A. Hicri İzgören
29

ŞİİR


106

TAKİPÇİ

Hüsran Sokağı

Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum
Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi
Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına
Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli

Bir ömürde kaç sokak izi kalır geriye
Saçlarımın ıslaklığından anlıyorum
Orda bir çocukluğun yağmuruna varılır
Yarpuz kokusu uğurlar sizi görmezsiniz
Her sokak aslında bir patikadır

Yüzümde bir yama gibi duruyor zaman
Bütün aşkların kan grubu aynı olsa da
Ayrıdır çıkmazları son sözleri farklı
Gözlerinin rengine uymaz intiharları

Zaten hep gönüllüydü yanlışı yazgısına bulaştı
Küçük sevinçlerin büyük kederlerin sahibi
Güneşsiz bir gölge kansız bir yara oldu
Hüsran sokağında bir aşk daha vurdu kendini

A. Hicri İzgören
Kayıt Tarihi : 26.9.2001 13:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Taylan Can
    Taylan Can

    Tebrik ederim

    Cevap Yaz
  • Ayşe Keskin
    Ayşe Keskin

    Bir Allah'ın kulu çıkmamış 'ne diyorsunuz' diye 'Bu nasıl bir şiir altı muhabbetidir' diye.

    gencecik fidanların hemen herkesin artık kabul ettiği gibi adaletin en kötü sınavlarından birinde yok edildiğini.

    kınıyorum.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Halil
    Mehmet Halil

    Güzel bir şiir şairi kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Ali Karatepe
    Ali Karatepe

    Günün şirini ve şairini kutluyorum.


    Kısa bir hikaye

    Tarihlerin birinde malum bir yerde kendi evinin penceresinden dışarıyı gözleyip politik değerlendirmeler yapmaya çalışan yaşlı bir amcanın, pencerenin hemen yanı başında duran ağacı yeni yeni açmış yaprakları ve gökyüzüne yansıttığı yeşil rengine gözleri kapalıydı, kendi evinin küçücük penceresini açıp olanlara ağzını açtığı her vakit ürkmekteydi ağacın üzerinde duran güzelim kuşları ve yok etmekteydi kuş cıvıltılarını...

    Belli belirsiz her gürültüyle ürkmekteydi, yaşlı amca, bazen şimşek çaktığında uzaylıların evini bombalamaya geldiğini zannetmekteydi küçücük evinin minnacık penceresi ona göre dünyaya açılan tek delikti ışık bulan tek yer.... Doğruydu fakat bu sadece ona göreydi!

    Yaşlı amca tarihten kalma bir şeydi kendi penceresi hep elindeydi olur olmaz anlatırdı gördüklerini her yerde olur olmaz zamanda gürlerdi alakalı alakasız

    Bilmezdi hiç yaşadığı tarihte ve bölgede binlerce pencere bulunmakta idi ve her pencere onunki kadar küçük değildi.

    O dünyayı kendi yaşadığı dönemden ve pencereden ibaret saymaktaydı. Yaşlı amca çok yaşlıydı ve artık olur olmaz yerde yaşlılığını belirtileri ile bırakıverirdi içindekileri.

    İçindekileri ise kendi penceresinden süzdüğü kirletilmiş gökten kalma bir ışıktan ibaretti..

    Bilmezdi o tarihlerde onun kaldığı o ülkede binlerce pencere mevcuttu ve ışık her pencerede kendini göstermekteydi. Hem de o pencerelerim ev sahipleri en kuvvetli ve en anlaşılır şekilde ışığın içindeydi uzağında durup da konuşmak ile geçirmezlerdi günlerini.

    Bilmezdi yaşlı amca dünya onun dört çerçevesinden ibaret değildi. Ve verdiği ışık zamanlı zamansız olur olmaz her yeri aydınlatmaya çalışan küçücük bir kıvılcım bile değildi.

    Bilmezdi yaşlı amca…

    Bir gün yaşlı amca büyüyecekti onu görenler onu dinleyenler hep bu ümit ile beklemekteydi.

    Onu izleyen bütün çocuklar kendisine gülmekteydi fakat o yine de bunu bilmemekteydi ısrarla ve ısrarla küçülmekteydi.

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu

    Sevgili okurlar,

    Ernesto che Guevara, kimdir*Kübanın bağımsızlığı için savaşan bir gerilladır.

    Şimdi size soruyorum; Deniz ve arkadaşları, hangi kriterlere göre mücadele edip, asıldılar? Çünkü onlar bir haindi. Banka soydular, Orta doğu ünüversitesinde kızlarla alem yaptılar. Bu ahlıksızlıkları görmezden gelmeyin.

    Ernesto che Guevara ile Deniz ve arkadaşlarını bir
    tutmayın.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (56)

A. Hicri İzgören