Büyük bir hüsran saklı bu tebessümün içinde.
Kör bir kuyunun dibinde güneşe sövmek gibi bir şey aslında bu.
Neden kurtulmayı denemez şu kör kuyunun içinde çaresiz ?
Neden haykırmaz karanlığa?
Güneşi aramaz bakışları.
Oysa yalnızlık sarar her yanını.
Birer birer dökülürken göz yaşı içindeki o dermansız yaraya, nasıl gülümser gözleri şu amansız yarına?
Nasıl bulur kurtuluşu onda?
Güneşin yokluğuna, o sonu gelmeyen karanlığa alışmak..
Hayır!
Huzuru çağırmak yanına..
Huzurla barışmak zor değil oysa..
Aşmalı bunu, açmalı bağrını, bağırmalı sesi kısılana kadar.
Onu kurtaracak bir el uzanana kadar.
Güneşe gülümsemeli içi, karanlığı ardında bırakıp kaçmalı aydınlığa.
Düşlemeli ebediyeti, düşlemeli asıl Aşkı.
Gülmemeli artık sonuna.
Ağlamalı sonsuzluğuna.
Bir gün güneş.
Doğacak dört bir yanına.
Elbet bir gün..
Doğacak tüm karanlığın inadına.
Kayıt Tarihi : 29.9.2016 23:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)