1966 yilinda Ankara Mamak’ta dogdu. Aslen Yozgat’lidir. Ikokulu Mamak’ta okudu ve 1978 yilinda Almanya’nin Düsseldorf sehrine geldi. Düsseldorf’ta orta ögrenimini tamamladiktan sonra, is hayatina atildi. Halen Düsseldorf belediyesinde otobüs ve tramvay soförü olarak çalismakta olup, evli ve dört çocuk babasidir.
Hece ölçüsüyle temiz ve sade bir Türkçe kullanarak siirler yazmaktadir. Siir ve hikâyeleri Türkiye ve Almanya’da çesitli dergi ve gazetelerde yayinlandi. Simdi de sanal âlemin degisik siir ve edebiyat sitelerinde yayinlanmaktadir. ...
Re/cep bey sözüm sana... sana şiirli mektup;
Uzun oldu, bu yüzden biraz tehirli mektup...
Bu mektup ne efsunlu, ne de sihirli mektup;
Re/cep bey, Türkiye’yi boş yere oyalama;
Hâyırlara gebedir bu hâyır/lı oylama...
Gözlerimden süzülen düşleri avucuna
Veriyorum, fakat sen hâlâ farketmiyorsun.
Yokluğunda üşüyen gölgemi başucuna
Seriyorum, fakat sen hâlâ farketmiyorsun.
Zaman okyanusuna çıktığım her seferde
Bir yad rüzgâr dağların perçemini okşarken,
Bozkır yanaklarıma iki damla yaş düşer.
Topukları nasırlı sokaklarda koşarken,
Her mola verişimde ömürden bir taş düşer.
Uçurumlar dolarken sırtımdaki heybeye;
Yalnızlığın dolanan saçlarını durmadan
Çözer bir aşk şiiri zamanın ötesinden.
Dalgalı gecelerin kıyısına vurmadan
Yüzer bir aşk şiiri zamanın ötesinden.
Serin tut yüreğini, eğme sakın başını,
Gitgide çekilmez kahrı hasretin,
Vuslat her gün tehir olur sevgili.
Gölgesi düştüğü vakit kasvetin,
Düşünceler zehir olur sevgili.
Ren’in kucağında yatan Düsseldorf,
Amerika, dört temmuz bayramın kutlu olsun;
Kucak kucak sevgiler, selâmlar bizden sana!
İnsanların hem bugün hem yarın mutlu olsun;
Rezil olsun sürünsün düşmeyenler tasana!
Nerede bir isyâncı görürsen başına vur;
- Kazak Abdal’a nâzire -
Haksıza çıkar dilini, zâlime kaldır elini
Bu devletin temelini oyanın da avradını...
Güneş semah ederken kahverengi gözlerde,
Kâinatta heyecan artar Yozgat güzeli.
Yediveren gülleri filizlenen sözlerde,
Gökkuşağının nabzı atar Yozgat güzeli.
Bakışlarında sevda, yüzünde bitmeyen nur;
O kadar kolay mıdır seni anlatmak sevgili? Yine de uğraşıp seçtim sözcüklerin içinden en kalem değmeyenlerini... hoyratça esen zamanın asırları çürüten küfüne boyun eğmeyenlerini... Biliyor musun, seni anlatmaya başlar başlamaz, biteviye akılla kavgada olan yüreğim yandı, yandı... ve bir seher vaktinin turkuaz rengi gözlerinde uyandı... ve işte bu hayattı, işte bu candı...
Aklım gölge arar, dimağım kurur,
Seni anlatmaya başlar başlamaz.
Yaslanıp turkuaz renkli düşlere,
Bütün kâbusları kustum bu gece...
Baktıkça zemheri kesen döşlere,
Kendi yüreğime pustum bu gece!
Her eğri bir tümsek koydu düzüme;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!