Susamıştım yangınlardaydım
Çatlamış dudaklarımla
Çorak şorak çayırlardaki otlar gibiydim
Bataklığa batmış camış gibi
Hem serin çok derin
Yaşamı boynuzlamıştım
Bir yudum iç sevin coş eğlen sende
İstanbul seni görmüş
Akasyalar Güller yüzüne gülmüş
Karlar kaçmış bak yeşillenmiş yedi tepe
Sesin ezan sesine karışmış
Kaç dudak öptü kulaklarını
Kaç söz okşadı nemli tenini
Bin koku duyuldumu derinlerinde
Kaç yüz bin kere daha sakladın beni
En azgın yerinde kelimelerimi
İstemek önemli
Vermek kadar değerli
İstersen alırsın belkide
Hatta belki bile az gelir nerdeyse
Yetmez tek başına istemek
Eylem gerek eylem biraz
Deniz ne kadar maviyse
Sen o kadar beyazsın
Huzur Ege deniziyse
Gözlerin iskele sana çıkmam için
Saçların gemiyse
Sevgi kaçan büyük balığa zıpkın atmaktır
Aşk derinliğinde denizin oksijen tüpsüz dalmaktır
Her ikisinde de zoru başarmaktır
Dişi egemen dünyada ürkütmemektir yaşamı
Rıhtımlara yürü balıkları dinle
Seslere sarıl uzun havalar söyle
En kısa sözcükle anla beni
Geceye hece ver
Ufkun yalnızlığında bana düş
Yaşamın camına taş atan
Kimliği meçhul gri kişilikler
Hedefi vursada canımızın cam kırıkları
Panikletmez insancıl duygularımızı
Üç can sonsuz meydan
Ellerin tohum eker
Ellerin resim çizer
Daldan dala konar
Asi gönlün
Gün olur sıcaklığın kavurur
Şehrin göbeğinde oturmuşum
Etekleri kar,
Yüreği gençlik parkı
Resmiyet çökmüş omuzlarına
Çıtır bir simit tadında dudakların.
Kızılay'da bir okulun bahçesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!