bu kentin iskeleleri avaradır
bir ıssız bir kalabalık dolaşır
dalgaları bazen kuduzdur
bazen sırnaşır
can çekişir balıkları
sandallarda sarhoşları ağlaşır...
Bugün sana geldim
başımda hüzünlerimi saklayan renkler
üzerimde hüzün karası bulutlarla
öyle şık değildim senin kadar
ne takım elbisem vardı üzerimde
seninki gibi aydınlık duran
titrek dizlerimle çıkıyorum merdivenlerden
ıslak hayaller geziyor ağlayarak küpeştelerinde maviliklerin
ıslak bir saman balyası gibi ağır
bir yağmur gibi ıslak kirpikleri
takvim yaprakları yağıyor merdivenlerine caddenin
bir adam var basamaklarında caddenin
ben yaşadıklarımı yazamadım hiç
çünki hiç yaşamadım
ne bir iklim dolusu mutluluk
ne bir bahar dolusu aydınlık
her mevsimim gürültücü bir rüzgarla ağladı bu kentte
yalancı baharlar gördüm
Amaçsız,acısız,tasasız ve alenen;
bilmeden,ağlamadan,
düşünmeden ve ıskalamadan,
durup dururken ve ansızın
küfredeceksin bazen hayata...
Bir masal kuşudur yaşam.
Bazen kendi kederine gardiyan,
bazen sevdiğine ağlayan bir tuhaf tekerleme...
Pepuk derler adına bizim oralarda,
sizde belki zümrüd-ü Anka
gecenin en umulmadık anında,ağladığında
En çok taşlarda saklıdır acılarımız,anılarımız ve hayatlarımız.
Kimi zaman bir ırmağın en derininde sürüklenen,
kimi zaman eski bir harabede çürüyen,
kimi zaman kerpiç bir evin yağmurla öpüştüğü taş duvarlarda gezinen...
Acılarımız,anılarımız ve hayatlarımızdır...
Asırlık bir hikayenin ilk sözleri kadar meşguldük,
Destansı vurgunlar yemiştik mecburen.
Göçse,en sürgününden,
Ağıtsa,en makbulünden...
Bin yıllık talan gibi dokunmuşlardı yüreğimize...
İnsan vazgeçmediği sürece çocuktur,
inandığı kadar incinmiş,
ve dürüstlüğü kadar yalnızdır.
Çünki vazgeçersen çabuk büyürsün,
çok inanırsan fazla incinirsin
ve çok dürüst yaşarsan yalnız ölürsün...
Artık kalan kırıntı gibisin düşlerimin ucunda,
Çünki son sözümü yutmuştum
Sen giderken ardından...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!