Senden kalkan trende ilk koltuktayım.
Gidişim sensizliğe.
Yanı başımda pişmanlığım; mahcup, huzursuz.
Yaka paça atıyorum trenden.
Beraber gitmek istemiyorum.
Pişmanlığım kalsın seninle.
Bir ağaç eğilmiş su içiyor kana kana yıkandığın ırmaktan.
Belli uzun yoldan gelmiş toz içinde üstü başı.
Bir anne yapraklarını döküyor koparılan meyvesinin ardından.
Bir an evvel bahar gelsin istiyor yeşersin yeniden yaprakları.
İşte böyle bir hazan sabahında anladım seni kaybettiğimi.
Çocuğunun yanında dayak yemiş baba gibi yüreğim.
Dün akşam yasak bahçeye girdim bir elma daha kopardım.
Ekledim katran karası günahlarıma bir yenisini daha.
Kovulurmuyum bu dünyadan başka bir dünya ya daha.
Acaba orda da elma yetişir mi?
Tüm hazırlıklar tamamlandı artık şenlik başlayabilir
Bilmem kaçıncı dostlar arası kalleşlik festivali…
Açılış kalleşliği ile başlar festival
Ardından üçüncü, beşinci gelir
İhanet saplı hançerler çıkarılır kınından
İmkanı olmayan taş atabilir.
İyi değilim.
Kafamda savaş davulları çalmakta.
Beynimdeki tiz çığlıklar yeni bir isyanın belirtisi.
Kelimeler kalbime karşı isyana geçti yine.
Tasvir edemiyorum ordunun büyüklüğünü.
Ellerinde kılıçlar, gürzler, mızraklar…
Her evden bir cenaze çıktı bugün.
Kalemim aşkın şehidi.
Ayrılığın hâkimi kararı verdi.
Kırıldı kalem.
Oysa menzili sen olan sözler söylenecekti.
Adaklık kurban misali uğurlanacaktı şiirler
sizin hiç oğlunuz öldü mü?
Merdivenlerden inerken duydum, siren sesini
Evimin önünde siyah siyah arabalar
Plakalardan belli
Siyah kurdeleyi ilk onlar bağlamışlar
Renkleri,
Sözde mateme, denk düşsün diye
Susunca siren
Dizlerim titredi önce
Ardından ayağıma takıldı bisikletin pedalı
Her baktığımda canım yanardı aslında
Ama bu defa başka
Oğlumun bu bisiklet
Ben aldım
İlkindeydi o vakit okulun
Karne hediyesiydi
Aldığımın ertesi düşmüş
Dizleri kanadığında ilk bana sarılmıştı ağlayarak
Kızma diye
Belki de sev diye
Kar yağdığı
Onun dizinin kanadığı
Benim ciğerim, yandığı zamanlardı
Ateş düştüğü yeri yakar ya
Tuttunuzmu hem doğarken
Hem ölmüşken oğlunuzun elini
Sahi
Hiç öldümü oğlunuz sizin?
Benim Ölmüş
Birazdan söyleyecekler galiba
Kapının aralığından hemşireyi görüyorum
Ağlıyor kızcağız
Belli iğne yapacak
Gözyaşlarını zerk edecek
Damarlarıma
Oğlun şehit oldu diyecekler sonra
Vatan sağolsun demek düşecek bana
Şehitler ölmez
Vatan bölünmez diyecekler
Sonra,
Sonra,
Koca koca nutuklar atacaklar büyüklerimiz
Hani ölmezdi şehitler
Ama öldü oğlum benim
Bak atmıyor kalbi
Gülmüyor yüzüme
Gizli gizli sigarada içmiyor
Sarhoşken kapı önünde de yatmıyor utancından
Elimide öpmüyor,
Namaza gidemiyoruz artık bayramlarda
Kavga edemiyoruz
En acısı harçlıkta istemiyor artık benden
Şehitler ölmezdi ya hani
Bak ölmüş
Ölmese avucuma saymazdınız
Göğsünden çıkan mermileri
Az önce söylediniz
Hani saçlarını taramaya kıyamadığımız
Anasının kuzusu
Benim aslanım yiğidim olan
Öldü ölmüş
Söylemesi çok acı ama
Böyle giderse
Şehitte ölür
Vatanda bölünürmüş….
Evimin balkonunda “ Özleminle “ karşılıklı “ ayrılık” içiyoruz.
“ Ayrılık “ biraz “ zamansız” olmuş, ama olsun; böylede içilir.
Sokaktan geçen duygularıma bakıyoruz birlikte.
Sokağın köşesinde “ Gülenyüzün “ simit satıyor.
“ Yokluğun “ cadde de volta atıyor, çalımlı.
“ Gülen yüzün” ün bulunduğu köşeden “ Hayalin” beliriyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!