Bir İstanbul masalı aşkımız,
Hülya eserdi ılgıt ılgıt,
Burcu burcu şarkı kokardı …
Küçüksu’da gördüm seni:
“Kız sen İstanbul’un neresindensin? ”
Dinmiyor kalbimin sesi…
Sen sevmezdin yağmurları,
Şimşek çakar, gök gürler,
Korkardın,
Yağmurlu sokaklar gibi,
Buğulu gözlerle,
Bakardın,
Boğazımda düğümlenen hıçkırık,
Kalbimde derin sızı,
Ruhumda koyu kedersin.
Aşk çiçeğimi,
Açmadan solduran rüzgar,
Neden hep sert esersin? …
Bir İstanbul masalı ikimiz,
Bulutların üzerindeydik hep,
Pembe pancurlu evdi hayallerimiz,
Bitmez bu rüya,
Bitmez sanırdık…
Ben Anadolu yakası,
Bir İstanbul masalı vedamız,
Emirgan’da, Boğaz’a karşı,
Yudumladım tavşan kanı elvedayı,
İçimi yaktı, sıcacık! ...
Kanatlandı umutlarım,
Galata Kulesi’nden,
Bir İstanbul masalı ayrılığımız,
Süleymaniye’de okunur beş vakit,
Sana susuzluğum,
Çok koydu be,
Çok koydu yokluğun…
Bu gece efkar bastı yine,
Bir İstanbul masalı sevgimiz,
“Bebek” gibi saf,
“Aksaray” kadar temiz,
Araya girse de vedalar,
Araya girse de ayrılıklar…
Kaderin bir oyunu;
Bir özlem çöktü bağrıma, yapıştı yakama, ansızın,
Selam getirdi, acı tatlı geçen nice uzun yıllardan,
Anlatmak ne mümkün, fersah fersah, sormaksızın,
Denizlerden, karalardan, bir kahve hatırı uzaklardan…
Dayanamadım, uydum içimde gönlümü titreten sese,
Ben hüzünler şairi,
Hep güzlerde yaşarım,
Vedalar dostum, ayrılık arkadaşım,
Arama sakın, sorma halimi,
Gözyaşlarımda saklanırım…
Unut… diyorsun ya hani
Yıllar geçti,
Geldi çattı sonbahar,
Gönlümde hüzün,
Saçlarımda kar…
Umutlarım nerede,
Neden esmiyor artık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!