Siz silahı kalem geçlik,
Gidin o dönemlerden ozanları getirin.
Ne din düşsün önünüze,ne avlak,
Savaşları bitirin.
Yeniden okuyun tarihi,
Sayın büyüklerim; selam ederim,
Benim adım Emine ellerinizden öperim.
Devletsiniz siz, yani varlık,
Kuvvetsiniz gücümüzden,
Alan veren devlet,
Hükümetsiniz,
Diyordum ki bir zamanlar,atıp kahrı kapıya,
Salkım saçak sarmaşıklardan,
Süt oluktan,gür pınardan,
Sevgi dermeli.
Diyordum ki; atıp hüzzam şarkıları,
Evrenin, öteki ucu parmaklarımın ucu,
Karşı evdeki ışıklar gökte yıldızlar.
Perdeler gerisinde bilmediklerimiz,
Bizim gibi yalnızlar.
Bu pencere,
kedi gözü gece.
Sigaram yarı yanıyor…Ayrılık,
Geleceğim kardelenler çıkınca.
Sözüm başka bahara…
Al yazmalım küstün mü?
Kırlangıçlar geliyor,
Uzuyor dost havalar,
Uzun ince bir yol,
Dağlar çiçek örüyor kilime,
Bir ilmek bin kelime.
Şiir dokunuyor,
Her ilmek bin hece.
Kan düşmeyecek türkü dağına yarın,
Çamlıbel yörük yaylası,
Yolcu da korkusuz kuşlar da
Delik perde, kör nokta.
Eller de umarlı, gözler de
Bir gün bir ananın oğlu,
Ekin,ekin savaş tarlalarına,
Toplayın dallardan elmaları,
Kuşlar da korkusuz uyusun insanlar da,
Korkusuz uyansın sabahları.
Çok şeyin adı doğru konmadı,
Kör döğüşü, kör kavgalar,
Tahtadan ata binmiş İğdecik li kadın,
Kendini geri geri sarar Eski köy e doğru.
Eski köyde çok taş var,
Taşların altında bir avuç toprak,
Gibi İğdecik li kadın.
Tahta atın süvarisi,
Ak böcekler konar çoban yastıkalrına,
Kara kovan ballı türküler.
Sürünce ellerimi kekik yapraklarına,
Burnumda köyüm tüter.
Dağlara kar düşmeden,
İnmişiz şehire.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!