Güzelim,
Seninle,
Çıkalım Anadolu'nun dağlarına,
Oturalım bir ağacın altında,
Tanışalım seninle.
Yüksek dağlarda,
Kanadı kırık,
Yaralı bir kuşum.
Zalim avcılar,
Beni,
Bir ağacın dalında vurdular.
Sevdiğim,
Dün akşam,
Mektup yazdım sana,
Benim mor kelebeğimin kanadına,
Asya'dan gelen kızıl kanatlı kuşum var ya,
Yüce dağları aşarak muhakkak gelecek senin yanına,
Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;
Mehmet Emin Yurdakul
Sevgilim,
seni,
Karadeniz'in suları kadar seviyorum,
Dalgalı,
Hırçın,
Azgın,
Ötme Garip Bülbül Ötme(4)
“Umutlarımızı yıldızlara astık,
Hırsızlar çalmasın diye,
Seher vakti bülbüllerle ağladık,
Kanayan yaralarımız akmasın diye…”
Sordum Ki:
.Bahçıvana gülü sordum dedi ki:Gül artık bildiğin esk i gül değil,
Sehere bülbülü sordum dedi ki:Bülbül artık eski bülbül değil,
Cana cananımı sorrdum dedi ki:Canan senin bildiğin canan değil,
Dostuma dostumu sordum dedi ki; Dostun eski bildiğin dostun değil.
Gönül dağına çıkarım; zirveden sana bakarım;
Dostu gönlümde ararım,selam olsun sevenlere.
Gönül dağından gelirim,seni de benim bilirim;
Aşkın yolunda ölürüm,Selam olsun bilenlere.
Ve o kuşlar ki,
Anadolu'nun kırık kanatlı kuşları,
Kanatları kırık,
Ayaklar kan içinde,
Gözlerine mil çekilmiş,
Sarsaktır uçuşları.
Kuşlar akmaya başlamıştı,
Gündoğumuna,
Şair ağlamaya başladı,
Günbatımına,
Takvim dedi ki:Kan var kan,
Eylül’ün sabahında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!