Geçti taşın devri
Yontuldu, cilalandı boş.
Yinede geçti devri.
Sonra tuncun devri;
O da gelip geçti.
Bilgi devri,
Özledim yağmurun hüznünü,
Oturup seyretsem keşke
Şimşeklerin süzülüşünü.
Koştursa insanlar eskisi gibi
Toza dumana bulansa caddeler.
Oturduğum pencereye
Kızıl portakal suya düştüğünde,
Uçurtmalar salın çocuklar.
Bırakın rüzgarlara ellerinizi,
Kesilsin soluklar.
Çağırın Ay dedeyi;
Yıldızları alsında gelsin.
Yanlızlık çöktüğünde;
Bir güzel hayal ederim...
Sana benzleyen.
Gemiler kaldırırım,
Okyanuslara;
Panama bandralıdır hep.
Bir düşümü kaybettim.
İsimsizdi!
Lacivertimsi bir gece,
Gemiler sessizdi.
Ellerim çok üşüdü.
Eylül rüzgarları kadar serseriyim bugün
Silerim, süpürürüm kaldırımları.
Akıp giderim zaman içinde
Bardak bardak taşarım derelerde.
Oturup dinlenirim yer yer;
Anımsamam nerelerde.
Salkım saçak
Bir sevdaya tutuldum.
Ellerimde güvercin yemi,
Adresim belli;
Emin önü,
---------Yeni cami.
Bu giden son vapur mudur?
Yoksa haydarpaşa mı?
Neye ağlaşırki martılar,
Gidipte dönmeyen bir kuşa mı?
Geçip gidiyor zaman,
Dediler ki gördüğümüz bir lahza an.
Hani gölgelendiğim çınar ağacı?
Kim çalmış papatyalardan yaptığım tacı?
Biber ektiğim şu kova,
Fakat nerde yemek yediğim sofra?
Fakat, ama, lakin....
Durup dururken nerden çıktı bu gece?
Heyhat!
Bu ne doyumsuz sevda,
Ne insan doyuyor toprağa,
Ne de toprak insana.
Göçüp gidiyor sırası gelen,
Herkese yakışıyor ölüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!