İlk, orta, lise,ünivetsite öğrenimini Ankara'da tamamladım..1988 yılından 2019 yılına kadar Ankara Gazi Anadolu Lisesi'nde Matematik öğretmeni olarak görevime devam ettim.2019 yılında emekli oldum.
******************************
Kesme taşlarla örülü sokak,
Çıkmaz sokağın sonunda,
İki katlı bir küçük konak,.
Dolaşırdım çoğu zaman,
Saçlarımı kazıtarak,
Yürürdüm o sokakta,
Ben hep,yalın ayak.
Evimizin önündeki,
Siyah dut ağacında,
Şarkılar mırıldanarak.
Mutluydum,
Çıkmaz sokakta,
Umutluydum.
Yardım ederdi,
Herkes birbirine,
Ortak olurdu,
Herkes birbirinin,
Derdine.
Salıncaklar kurulurdu,
Bir baştan bir başa,
Bereket inerdi,
Her eve her aşa,
Çoluk çocuk, tüm insanlar,
Saygı duyardı,
Her yaşa.
Bİr de bayram oldu mu...
Herkes düşerdi,
Ayrı bir telaşa...
Börekler,çörekler açılır,
Gülücükler,güzellikler saçılırdı,
Şerbetler,gazozlar içilir,
Bozuk paralar saçılırdı,
Açılan minik elllere.
Bir başkaydı bayramlar
Çıkmaz sokakta...
Çıkmaz sokağın,
Ahmet ustasıydı
Babam.
Bahçedeki tezgâhı açık,
Çalışırdı,hiç durmadan,
Hiç yılmadan,
Ölünce Arnavut eşi Nedime,
İki kız, iki erkek,
Kalmış bir adım geride...
Ne talihsiz adam,
Şu benim babam.
Karısı ölünce,
Dört çocuğa bakmış,
Bir hayli zaman,
Benim çilekeş halam.
Sonra ikinci evlilik,
Ondan da olmuş,
Bir kız bir oğlan,
Hüseyin koymuşlar,
Küçük çocuğun adını,
Onda çıkarmışlar,
Sevincin tadını,
Küçük büyümüş,
Ele avuca sığmaz olmuş,
Mahallenin tatlı belası,
Dişçi Halis'in,Zehra teyzenin,
Korkulu rüyası,
Manavlarda karpuz parlatır,
Maçlarda gazete satar,
Gezdiği arkadaşlarının,
Çoğu Arnavut,çoğu tatar.
Bazı günler kaybolur,
Parklarda yatar,
Özgürce dolaşır,
Keyfine keyif katar,
Ev halkı telaşla,
Onu arar,sorar,
O ise vurdumduymaz,
Güler,kahkahalar atar.
Sonra ilkokul çağı,
Yaramaz durulur,
Çocukluk aşkı,
Tatlıcı kızı Hatice'ye
Vurulur.
Sınıfın en çalışkanı olur,
Mutlu bir çocukluk...
Herşey güzel giderken,
Yapraklar yere düşerken,
Bir sonbahar günü...
Tez duyulur kötü haber,
Çıkmaz sokağa...
Yaprak gibi düşer,
Benim canım babam
Toprağa...
Çıkmaz sokak sessiz,
Çıkmaz sokak nefessiz,
Çıkmaz sokak Ahmetsiz...!
Ayrılık vaktidir,
Bu ölüm!
Parçalanır aile,
Herkes düşer,
Kendi derdine,
Koskoca adamların başında,
Olur mu bir üvey anne?
Bu duruma bulur dedem,
Bir bahane.
Ayrılık vakti...!
Bir kamyonun arkasında,
Bir anne,bir kız,bir oğlan,
Bir yastık, bir kilim,bir yorgan,
Eller sallanır dostlara,
Eller sallanır,Arnavut mahallesine,
Eller sallanır, çıkmaz sokağa,
Uzanıp giderken,
Bir bilinmez,
Çaresiz,
Ayrılığa...
*****************
Kamyon tek katlı,
Bir viranenin önünde
Durdu.
Bir kız,bir oğlan ve anneyi,
Sanki kalbinden,
Vurdu.
İki göz bir oda,
Odada;
Ne ışık var,
Ne de ses var suda.
Su;
Kuyudan çekilirmiş,
Kovayla.
Gaz lambasıyla
Aydınlanırmış,
Her bir oda...
Göz yaşlarının su gibi aktığı
Anda...
Toparlar kendini
Anne...
'Yavrularım üzülmeyin!
Her şey güzel olacak...! '
Bu sadece bir dilek,
Dayanır mı bu acıya,
Yürek?
Serilir odaya bir kilim...
Parçalanır yürekler
Dilim dilim...
Ne olacak Allah'ım
Halim?
Böyle başlar Yassıada hayatı,
İstemiyorum artık,
Ne zamanı ne saati,
Hepsi dursun!
Aramızdan ayrılınca,
Canım babam,
Çalıştığı Amerikan firmasından,
Bir hayli para almış,
Annem.
Annem düşünce kendi derdine,
Parada geçmiş dedemin eline,
Dedem de
Paranın azıyla almış,
Küçük bir virane,
Sonra bırakmış aileyi,
Kendi haline...
'Çeksinler bir iki yıl çile,
Bulurum bir bahane,
Götürürüm onları köye'
Demiş.
Kendi kendine...
Tutmuş tuttuğu dilek;
Bir kız,bir oğlan,bir anne,
Üç yaralı yürek,
Acılar hep kürek kürek...
İleride neler olacak,
Kim bilecek...!
Düşmüşler yola,
Üçüncü ve dördüncü sınıf bitince;
Bir yaz günü,
Bir anne ile iki çocuk,
Almadan derin bir soluk,
Köye başlamış yolculuk,
Tatil zamanı,
Herkes denizde,
Hüseyin çocuk,
Soluk bir benizle,
Kağnıların,
Koyunların,kuzuların,
İneklerin peşinde.
Bir tarafta;
Yemyeşil otlar,
Siyah,beyaz,kahverengi,
Atlar,
Simsiyah karadutlar,
Her şey çok güzel!
Diğer tarafta;
Hep gözyaşı,sıkıntı,
Keder,
Yüreği yakar,
Kahreder.
Onun yüreğindeki dilek,
Şarkı söylemek,
Beşinci sınıfa başlayınca,
Bir başka köyde,
Sınıfın her zaman,
Önünde,
Şarkı söylemiş...
Yusuf Hoca,
Sigarasını yakıp,
Dertli dertli hep,
Dinlemiş onu.
'Sevemedim kara gözlüm'
'Sevda yüklü kervanlar'...
Bir gün hoca:
Seni götüreceğim,
Yavrum TRT'ye
Kazanacaksın sınavı
Demiş.
Bu teklifi duyduğu an,
İçini kaplamış bir heyecan,
Şarkılar söyleyip,
Geçirmiş bir hayli zaman.
Ta ki kızdığı zaman
Dedesi,
Kaybolup gitmiş
Hevesi.
Uzak durmuş,
Kendisinden,
Kendi sesinden,
Kurtulursa kafesinden,
Bir gün kuş gibi,
Uçacakmış...
Kuş olamasa,
Belki bir hercai
Gibi baharda,
Belki bir kardelen
Gibi karda,
Çiçek olup,
Açacakmış.
Hep düşledikleri,
Mutluluk...
Tanrı verirse,
Bu dünyada ona,
Bir soluk,
Sevgi olup akacakmış,
Oluk oluk...
*****************
Yaz günlerinde sıcakta,
Derenin kenarında,
Ayaklarımı suya sokardım.
Bir ağaç gölgesinde,
Ateşten bir sel gibi,
Gökyüzünde süzülen,
Güneşe bakardım.
Köyün sığırları,
Sırayla güdülürdü,
Bazen ben giderdim,
Onları otlatmaya,
Tek başıma,
Küçücük yaşıma,
Rağmen...
Havalar soğumaya başladığında,
Üşüdüğümü hisseder,
Çalı çırpı toplar,ateş yakardım.
Bazen korkardım,yalnızlıktan,
Bazen de keyfime bakardım,
Hiçbir şeye aldırmadan...
Hiç korkmadan,
Geceleri ekin yığınlarının,
Üstünde yatardım,
Hayranlıkla bakardım aya,
Konuşurdum onunla doya doya,
Umutlarımı anlatırdım,
Birer birer, saya saya,
Bazen iki öküzün,
Bazen beyaz bir atın,
Sürüklediği dövene binerdim.
Ağır ve sivri çakmak taşlarının,
Altında ezilirdi başaklar,
Soyunurdu samandan,
Ve kabuklarından,
Bir yaba ve rüzgâr ile,
Tane tane düşerdi yere,
Sonra girerdi kilere...
Odun, kozalak toplardım,
Yumuşak bir yastık yapardım,
Kuru otlardan,
Başımın altına koyar,
Çayırlarda,çimenlerde,
Yatardım.
Yakın nahiyeye,
Kara eşeğe binerek gider,
Elma satardım.
Bir damımız vardı,
İçerisinde bir eşek,
Bir at,bir kaç inek,
Kışın kirletirlerdi damı,
Bunların toplanıp,
Atılması gerek.
Elimde benden büyük bir kürek,
Bu işi kaç kez yaptı,
Şu minik yürek,
Acılar,gözyaşları,
Dökerek...
Böyle geçti.
Benim çocukluğum,
Dostlarım.
Ne zaman ki çoğaldı,
Saçlarımda aklarım,
Gelir diye çocukluğumu,
Hep beklerim.
Gerçi çocukluk denmezdi,
Yaşadıklarıma,
Yaşamadan çocukluğumu büyüdüm.
İçimde öyle bir özlemdi ki,
Mutluluk..!
Yıllarca hep ona doğru yürüdüm...
Eserleri
Elimdeki Dünya (Şiir kitabı)
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!