Akışkan zeminin değişken sahnelerinde gezinirken değişmeyenimsin
Muhammed'in savaş sonrası esir düşmüş tutsağın saçlarına şefkatle dokunuşunda
Meryem'in çarmığa gerilmiş İsa'yı izleyen gözlerine tutunmuş yaşta
Eyüb'ün çürüyen bedenini seyrinde
Tufana tutulmuş Nuh'un yüzüne değen yağmurda
Musa'nın asasına topraktan sunulan suyla inançını yitirmiş yahudinin tövbesinde
Sen yasak elmanın ötesinde bir çağdan kalma eskimeye yüz tutmuş bir kitabın sayfalarındaki silik yazıların gizemi.
Sen şubat soğunun tutsak aldığı köyün taştan
duvarlarını ısıtan şöminenin kıvılcımlar saçan ateşi.
Sen Picasso'nun bilinmeyen saklı yüzler tablosundaki sözcüklerin resmi.
Sen adını bile bilmediği renklerin ahengine kapılmış körün gelen bahara seyri.
Sen haram hükmünü giymemiş yıllanmış bir şarabın tadındaki bir bakirenin teninden süzülüp karışan teri.
Bilirim bahar en sevdiğin mevsim özlemin kışında hep üşürsün annem
Çocukluğunda bıraktığı anne özlemiyle sarılan benler seveceksin düşlerinle
Nedenler asacaksın zihninin duvarlarına annem
Neden adında uzunca bir kitap dinleyeceksin kendi dilinde kendi sesinle
Ve kaybettiği oyuncağını arayan çocuğun telaşı saracak gözlerini annem
Bakışlarında saklı sevgi güneşinde ısınan yalnızlığın gölgesinde üşüyen benler göreceksin
Ben şairim
İlk şiirim sen düşün
Beni kalem kağıdı sen
Mürekkebim düşün
Narin beyaz teninde
Kızıl sözcükler düşün
Saklı bir deniz sanki
Gözlerinin derinliklerindeki
Anlatacağım; kısa bir gezinti
Gözlerimden gözlerine bir esinti
Saklı bir deniz derinliklerdeki
Kıyısında uzanan anılarım sanki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!