'bu şehir değil evim
bu şehir benim neyim'
iki dağ arasına gerilmiş bir ip gibi
şehrin caddeleri iki yanı uçurum
herkes ortadayken oynanan bir saklambaç
Nefesim yetmedi yarıda bıraktım koşuyu
Ben küçüktüm yenildim bir türlü iflah olmadım
Oyundan hep çıkardılar boyum kısaydı benim
Güçsüzdüm ve çelimsizdim hiç itiraz etmedim
Sokağa bırakılmış bir ev kedisi gibi
Bu ritmi bozmak istemiyorum
Ses etmeyin bu sabah uyanmasa da olur şehir
Böyle halis yalnızlık
Bir daha kim bilir ne zaman gelir
Ses etmeyin
Bu ritmi bozmak istemiyorum
Bu şehrin ışıkları hiç sönmedi
Başka diyarlardaydı uykular
şehrin gözüne uyku girmedi
Caddelerde hayat mı akıyordu
Solgun ışıkları kaldırım direklerinin
Ağır aksak akan
yaşlı bir ırmak gibi
dayanmış bastonuna ayak sürüyor hayat
uzatmalar oynanıyor yaşamak sahnesinde
bizi yutar bu umman
eğer canı isterse
Ah ne yazık
Yamalı bohçalardan dökülen zaman gibi
ömrüm...
Geriye baktığımda
dökülen zamanları görürüm yıllarda
Yüreğime çaldığım maya tutmadı henüz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!