Ey Fransız kuşatmasının yorgun savaşçısı
Şahinbeylerin Şehit Kamillerin
Kefensiz yatağı
Karayılanların son çığlığı Gaziantep
Daha onbeşinde idi Memedler
Birgün gitti tarla sürmeye
Türkülerden toprağa tohum ekmeye
Şöyle bir baktı geçen zamana
Ne köy duydu ne kasaba
Farkında değil yatkındır sanata
Karadağ'ın yamacında şafak söker
Güne erken uyanır Yavuzeli köyleri
Tarlalarında yaban çiçekler açar
Burcu burcu kokar Yavuzeli köyleri
Yavuzeli'den bizim köye dağlar ovalar
Aşıklar bahçesinde şiir yazarım
Dikensiz gül yerine satarım
Bir kağıt var birde kalem
Erenler meclisinde kendimi tartarım
Bindim düldüle muhabbet gezerim
Şair duygularını kağıda döktü
Yazdı yazdı Pir Sultan diye
Pınarlar ırmak oldu çağladı
Coştuda coştu Pir Sultan diye
Toprağa tohum serpildi
Bahçem olmuş bir gül pazarı
Dikenli demezler satan satana
Baykuşlar konmuş dalına
Buda nedir böyle öten ötene
Merhaba ile başla yeni güne
Toprağı satılmış taşı tozlanmış
İzleri silinmiş hatırası gizlenmiş
Bir yol gider gönülden gönüle
Yağmurlarda beraber ıslanmış
Yağan karda beyazla süslenmiş
Umuda uçan kuşlarla
Bahara yağan yağmurla
Bitmek bilmez yollarla
Bir haber yolla sevdiğim
Zamansız açan güllerle
Yıldızları sayar çocuklar
Bir gün batımından sabaha
Koyu bir karanlıkta gizlidir mutluluk
Sayid olur yıldızlar dolunay
Meze olur uykulara rüyalar
Şafakla uyanır her sabah
Horoz ötmeye az kala
Yerini doldurmaz birşey asla
Emeği ödenmez köylü ana
Tarlaya gider ot biçmeye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!