OKUMAK İSTEYEN ÇOCUK// HÜSEYİN GEZER
Dışarda tipi vuvluyordu, küçük ahşap ev çatırdıyordu, yıkıldı ha yıkılacak! Bedevreleri birer birer uçuşuyordu tipiyle birlikte çatısının! ..
Karşı ormanlardan kurt ulumaları geliyordu, köyün köpekleri kurtlara yanıt olarak havlıyorlardı:
-Siz ordaysanız, biz de burdayız.
Dağlara bakıyorum
Dağlar bana
Umutlarım tükendi
İşsizlik kurasında
Hep boş çıkıyor şansımıza
8 Kasım günü sabah erkenden kalkıp, her zamanki gibi işime gitmek için evden çıktım. Motorsikletimi çalıştırdım, binip çarşıya indim.
Maaşımı yeni almıştım. Çorba içmek için motorsikletimi belediyenin önüne çektim ve üstünü brandayla örttüm. Bizim şirkette çalışan arkadaşlarla günaydınlaştık!
Bekir Usta'nın lokantasına gittim. Bir tane paça çorbası getirmesini istedim. Muhabbet etmeye başladık... O esnada Umut Ağabey ve İmdat Dayı geldi. Onlarla beraber çorba içtik! İmdat Dayı benim çorba paramı vermek istedi.
-Ben önceden verdim. Diye söyledim. Beraberce muhabbet ettik! Lokantadan çıktık dışarı, hava hafiften yağmurluydu...Aşağıdan gelen bir köpek dikkatimi çekti. Boynunda sıkıca bağlı bir ip vardı, yaralı! İmdat Dayıdan bıçağı istedim. İpi keserek çıkardım.
Nüfer Dayının orya giderek birer ikişer bardak çay içtik. Ben sendikaya gittim. Umut Ağabeyde kazan dairesine gitti. Sendikada toplandık. Hava yağmurlu olduğu için çalışmayacaktık! Nursal Ağabey, bana seslenerek:
-Deniz! Dün çalıştığımız yere git, malzemeyi getir. Bu gün sana tatil!
HAKLI HAKKINI ALSIN
Kardeşlik ışığı üretsin beynimiz
Hakkı gözetelim
İnsanda bitkide hayvanda
Yolda oturakta sokakta
Çöpte havada suda dağda
DİREN GÜNEŞ DOĞACAK HERKESE
Söndürmeye çalışıyoruz
Yağmur olmuş gözyaşlarımızla
Yüreklerimizdeki yangınları
Nehirler gibi akıyor acılarımız
Acılarımızı bayrak yaptık yüreğimize
İstemiyorum resimlere bakmak
Geriye gidiştir anıların içinde
O en içli bir cümledir
Romanın satırları arasında saklı olan
EY ASALAK
Ey asalak bir kazmada sen salla toprağa
Bir kilo soğan bir avuçta arpa ek tarlaya
Bir lokma arpa ekmeği bir salkım üzüm sun
Kendi emeğinden yaşamlara// Hüseyin Gezer
VARLIĞIN YAŞAMIM
Canım küçüğüm uykularımın meleği
Kışlarımın baharı kır çiçeğim kelebeğim
Yıldızım ruhumun süsü
Seninle ağlıyorum
ÇEVRE: Çevre Nedir? Çevre insanın kendisidir, bireydir; birey çevrenin içinde yaşar... Birey çevrenin kendisidir, parçasıdır. Çevre denince bireye yöneleceğiz, toplumda ve çevrede denge unsuru çok önemlidir, bu da dengeli bireylerle sağlanır. Aksi halde çevrenin varlığı anlamsızlaşır. Ne yapmalı? Bireyin dengeli yetişmesini sağlamalı, yetişkin bireyleri ihmal etmeden çocuklara yönelmeliyiz.
Çocuk en değerli çevrenin kendisi olduğunun farkına varmalıdır, çünkü çevre ve beden iç içedir. İşte, çevre burada bireyin kendisidir; kendini tanıyan, değerini bilen, dengeli birey çevreyi öz canıyla eşdeğerde tutar, önemser, sorumluluk taşır.
Çevreyi yaşanır duruma nasıl getirebiliriz? Varolan çevre sorunlarını nasıl en aza indirebiliriz? Çevremizden daha çok yararlanmak için neler yapmalıyız? Yere sorumsuzca atılan atıklardan nasıl kurtulabiliriz? Bu kurtulma çabası içinde birey olarak biz ne gibi çaba gösterebiliriz? Bu atıkları nasıl yararlı hale getirebiliriz? ..
Teorik olarak mı, pratik olarak mı çevreyi ele almalı? İkisini birbirinden soyutlamadan ele almalı, bizden önceki kuşağın bize bıraktığı çevreye sahip çıkarak daha da geliştirmeliyiz. Çevre koruması eğitimden geçer, pratiğide yaşanarak.Kozmetiksiz, doğal yaşamak, en yüce ve gerçek yaşamaktır. Yapay güzellik kendisi gibi peşine takılanlarıda kısa ömürlü yapar.
Çevre koruma ve geliştirme ile ilgili araç, gereç ve kaynakları tanıyarak toplumsal yarara sunma çalışmaları sürdürülmelidir.Emekleyen bir bebek olan çevre bakım ister, itina ister... Sözün özü: Çevreyi koruma barışı korumadır! ..//Hüseyin Gezer/ Şavşat
Annem Babam Ağabeyim Kardeşim
(KIZIM ŞAFAK ÜNİVERSİTEDE OKURKEN OKULUNDAN GÖNDERDİĞİ MEKTUP)
(Saat:09.30 civarları/ 3 NİSAN-PAZARTESİ)
MERHABA!
ANNECİĞİM,
Baharların en güzeli,benim güneşim,annelerin en tatlısı! ..Nasılsın? İyi misin? Demiyeceğim! Tam burayı yazarken bir türkü çalıyordu: Ne kötü günlerde doğurdun beni zavallı anam!
Hüs eyin Gezer,KKÖO'unda bizim ağabeyimizdi. Bir acayip gomünistdi. Namaz kılan beni yoldan çıkardı ki bir daha eski yolumu bulamadım :)
Güzel insandı. İlk ona küfretmiştim beni yoldan çıkarmak isterken hem de ne küfür :)